1900'lerde kadın işçiler

#1
1900'lerde kadın işçiler

Kadın işçilerle erkek işçiler arasındaki ücret farkı iki katın üzerindeydi.


Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine kadar kadın, ev içi ekonominin bir parçası ve erkeğe bağımlı durumdaydı. Anadolu'nun kimi kentlerinde ise halıcılık gibi aile tipi işletmeler mevcuttu. Kadınlar, askere alma ya da vergilendirme yoluyla sayıma tabi tutulmadıklarından genel nüfus oranlarını gösteren bir belge yoktu. Fakat İstanbul Fransız Ticaret Odası'nın 31 Ağustos 1900 tarihli aylık bülteninde şu bilgiler yer alıyor:
Sivas ve yöresindeki kazalarda yaklaşık 10 bin dokuma tezgahı var. Kadın işçilere günde 10 para ile 1 kuruş arasında ücret ödeniyor. Uşak'taki bin 200 dokuma tezgahında 6 bin kadın çalışıyor. Ve günde her biri 2 ile 6 kuruş arasında ücret elde ediyor.​
Bir diğer kaynağa göre Osmanlı İmparatorluğu'ndaki 250 bin işçinin 75 bini kadındır.

İstanbul ve İzmir'deki iki tütün fabrikasında 1913'de bin 71 erkek, 923 de kadın çalışmaktadır. Bu rakam 1915 yılına gelindiğinde kadınlar için bin 96'ya çıkmıştır. Bu sırada bin 26 erkek çalışmaktadır. Birinci Dünya Savaşı'nda erkeklerin cepheye sürülmeleriyle kadınlar üretime daha yoğun olarak katılmış; savaşın bitiminden sonra erkekler eski işlerinin başında döndüklerinde bile kadınlar özellikle dokuma sanayindeki ağırlıklı yerlerini korumuşlardır. Dokuma sektörü, hem çok ucuza işçi çalıştıran bir alan, hem ev işlerinin uzantısı niteliğinde hem de erkeklerin terk ettikleri bir iş kolu olması nedeniyle kadın yoğunluklu bir alandır.

1900'lerde Bursa'daki 16 iplik fabrikasında 20 bin kadın işçi çalışmaktadır.

1913'te Makri Köy Askeri Bez Fabrikası, Manisa ve Yedikule fabrikalarında 604 işçi çalışmaktaydı. Bunların yüzde 50'si ise kadındı. İpek dokuma söz konusu olduğunda bu oran yüzde 95'lere varıyordu. Konserve imalatı yapan 7 fabrikada 274 işçi çalışmaktaydı. Bunların 194'ü kadın işçi, sadece 67'si erkek işçiydi.

1897'de İstanbul Kibrit Fabrikası'nda çalışan 201 işçiden 121'i kadındı. 1915'te İstanbul'da sabun imalatı yapan iki fabrikada çalışan 84 işçinin yüzde 10'u kadındır.

Yine 1915'te erkek ve kadın işçi ücretleri arasındaki fark iki katın üzerindeydi. Erkek işçiler günde 10 - 13 kuruş alırken, kadın işçiler 4 - 6 kuruş arasında ücret almaktaydılar.

Veriler yetersiz olmakla birlikte kadın işçilerin aslolarak dokuma, tütün, konserve ve sabun imalatı, matbaacılık, kağıt mamulatı alanlarında üretim yaptıkları görülmekteydi.

24 Temmuz - 31 Ekim 1908 tarihleri arasında Meşrutiyet'in ilanı ile sağlanan görece özgürlük ortamında Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli büyük kentlerinde 100 kadar grev patlak verdi. Bu grevler kadınların yoğunlukta olduğu gıda, dokuma, tütün gibi işkollarında gerçekleşti. Kadınlar bu grevlere ya kadın işçi olarak etkin bir tarzda ya da babalarının, kardeşlerinin yanında destek güçleri olarak katıldılar.

İzmir'deki Fransız Konsolosluğu'nun 2 Ekim 1908 tarihli raporunda belirttiğine göre:
1 Ekim 1908'de grevcilerle güvenlik güçleri arasındaki çatışmaya kadınlarda katılmışlardır. Silahlı çatışmadan sonra grevciler geri çekilmiş, eşleri gelip askerlere küfür etmiş demiryolu yönetimine karşı tehditler savurmuşlardır.​
Kurtuluş Savaşı'nın hemen sonrasında işçi ücretleri günlük geçimi bile sağlayamayacak düzeydeydi. İşçi ücretlerindeki düşüklüğün yanı sıra, yerli ve yabancı işçilerle, erkek ve kadın işçiler arasındaki ücret farklılığı önemli oranlardaydı. Örneğin taş kömürü sanayindeki yabancı işçiler günde 410 ile 730 kuruş alırken, Türk işçiler 160 ila 300 kuruş arasında ücret almaktaydılar. Yeraltında ise bu fark 11 kattan fazlaydı. Öte yandan erkek dokumacılar günde 150 kuruş alırken, kadın işçiler bunun yarısı olan 75 kuruşa, çocuklarda 20 kuruşa çalışıyorlardı.
 
Üst