Ahmet Türk'e saldırı

kızım sana bişe soylemiyorum gelininde kızında bişe anlıyacağı yok nasılsa bu muhabet sıktı beni dönme dolap gibi eynı eksende dolaşılıyo:mad::mad::mad:
 
bahane aramayalım ve çözüm üretelim. bunun için hayatın sesini dinleyelim. ondan "tözün özünü" yakalayalım. yani hem içinde olup hem de dışından bakabilelim. her şeyi bildiğimizi iddia etmeyelim. hayatın yeşil renkleri, sıcak pratik yani, çok değerlidir; ona içinde yer alıp da dışından bakan ve devrimci ipuçları çıkarabilenler için. ben çok yararlanıyorum.

"taraf" olmadan bakınca her şey çok açık. o kadar açık ki, bazen gözlerim kamaşıyor. herkes neden göremiyor diye şaşırıyorum. hayatın içinde gerçekten de kelimelerin kendisinden ve gerçek ve de asıl anlamlarından öte, pratik anlamları, ses tonumuz ve vücut hareketlerimizle birlikte hayat alfabesiyle bambaşka bir anlam ifade ediyor. insanlar günlük yaşamda böyle anlaşıyor ve böyle sürüp gidiyor hayat.

ben girince ordan içeri, şaşkınlıkla, inanılmaz biçimde önümün açıldığını, diğer bazı insanlar girince ise anında kapandığını görüyorum. hayat beni neden alıyor içine de, haramileri almıyor. bir ben mi biliyorum "açıl susam açıl" demesini?

kalpleri kırmadan, kafa göz paralamadan yürümek, gelini ezmeden, itmeden, kızını da hırpalamadan aynı dilde anlaşmak neden insanlarımızın pek çoğu için imkansıza yakın zorlukta, anlamıyorum.
 
Son düzenleme:
bahane aramayalım ve çözüm üretelim. bunun için hayatın sesini dinleyelim. ondan "tözün özünü" yakalayalım. yani hem içinde olup hem de dışından bakabilelim. her şeyi bildiğimizi iddia etmeyelim. hayatın yeşil renkleri, sıcak pratik yani, çok değerlidir; ona içinde yer alıp da dışından bakan ve devrimci ipuçları çıkarabilenler için. ben çok yararlanıyorum.

"taraf" olmadan bakınca her şey çok açık. o kadar açık ki, bazen gözlerim kamaşıyor. herkes neden göremiyor diye şaşırıyorum. hayatın içinde gerçekten de kelimelerin kendisinden ve gerçek ve de asıl anlamlarından öte, pratik anlamları, ses tonumuz ve vücut hareketlerimizle birlikte hayat alfabesiyle bambaşka bir anlam ifade ediyor. insanlar günlük yaşamda böyle anlaşıyor ve böyle sürüp gidiyor hayat.

ben girince ordan içeri, şaşkınlıkla, inanılmaz biçimde önümün açıldığını, diğer bazı insanlar girince ise anında kapandığını görüyorum. hayat beni neden alıyor içine de, haramileri almıyor. bir ben mi biliyorum "açıl susam açıl" demesini?

kalpleri kırmadan, kafa göz paralamadan yürümek, gelini ezmeden, itmeden, kızını da hırpalamadan aynı dilde anlaşmak neden insanlarımızın pek çoğu için imkansıza yakın zorlukta, anlamıyorum.
ne kulandın yıldızcım böyle uçuyosun :)
 
Eski ülkücüden Türk'e ziyaret: Geçmişte hata yaptık

Papa ve Abdi İpekçi suikastı planlayıcılarından olan eski Ülkücü gençlik Lideri Musa Serdar Çelebi, Samsun'da saldırıya uğrayan Ahmet Türk'ü ziyaret ederek, "Halklarımızı bir birine düşürenler var. Geçmişte bu hataları yaptık ama biz zarar gördük" dedi. Çelebi, Kürtlerin de bütün hakl...arını eşit bir şekilde kullanacakları bir birliktelikten yana olduklarını söyledi.

Aralarında eski ülkücülerinde bulunduğu Eko-politik grubu Samsun'da yumruklu saldırıya uğrayan Ahmet Türk'ü ziyaret etti. Ziyaret sonrasında Türk ve ziyaretçiler ortak açıklama yaptı. Ziyarete Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Derneği (Eko-politik) Başkanı Tarık Çeleng, bir süredir toplumun değişik kesimlerini bir araya getirerek toplantılar düzenlediklerini ve ön yargıları kırmaya çalıştıklarını belirterek, "Bir süredir devlet adamları siyasetçiler halkımız kapalı kapılar ardında çok olumlu konuyor. Ama sokakta bir psişik gerçek, ön yargılı ve sıcak bir gerçek var. Biz içerideki bu sıcak gerçek ile dışarıdaki psişik gerçeği biraz geriye çekip toplumun yaşadığı sıcak gerçeği yansıtmak için buradayız" dedi. Şimdiye kadar milliyetçi-ülkücü hassasiyetleri olan insanlarla, liberal ve Kürt hassasiyeti olan insanları bir araya getirerek 14 toplantı düzenlediklerini belirten Çeleng, "Bu toplantıların temsilcilerinden Musa Serdar Çelebi burada. Ümit Fırat buradaydı ve uçağa yetişmek zorunda kaldı. Sayın Ahmet Türkü ziyaret ettik" dedi.

Kullanıldık itirafı

Musa Serdar Çelebi ise, Ekopolitik bünyesinde bir süredir Türkiye'nin büyük çatısı isimli bir proje için çalıştıklarını belirterek, sorunların yumruklarla, şiddetle çözülemeyeceğini bunda ısrar etmenin herkese zarar vereceğini söyledi. Çelebi şöyle konuştu: "Bu projenin amacı Türkiye'de yaşayan bütün insanlarımızı bir biriyle kucaklaştırmak, insanlarımızı bir biriyle çatıştırarak bunun üzerinden çıkar elde etmek ve iktidar elde etmek isteyenlere meydanı bırakmamak arzusuyla çalışıyoruz. Türkiye bunların büyük acısını yaşadı. Biz o tecrübelerin içinde gelen insanlarız. Türkiye'nin bütün insanlarının konuşularak çözülebileceğine inanıyoruz. Vuruşarak hiç bir şey geçmişte çözemedik bugünde çözemeyiz. Bunun aksini düşünenler ve bizler çok büyük zarar göreceğiz bu işten. Bunları paylaşmayı ve Sayın Ahmet Türk'e geçmiş olsun demeyi ve yumruklarla hiç bir şeyin hal olmayacağını buradan birlikte ifade etmeyi... Konuşarak, bunu bir süredir deniyoruz. Birbirine ön yargısı olan insanların birbirini tanıdıktan sonra, gerçekten konuşularak sorunların çözebileceğine olan inancın arttığını görüyoruz. Kürtler ve Türkmenler kardeştir bin yıldır kardeştirler. Binlerce yıllık beraberliği sağlayabilecek bir kardeşlik vardır. Ama iş siyasetçilerin eline aklınca -hepsini kast etmiyorum ama çatışmalardan siyaset üretip ondan çıkar sağlamayı amaçlayanları kast ediyorum- hadiseler zorlaşıyor ve Türkiye hiç birimizin arzulamadığı bir yere sürükleniyor. Galiba biraz seçim atmosferi girince de işler aşılmaz noktaya gidiyor. Sağduyunun hakim olmasını diliyoruz. Konuşarak meselelerimizi çözeceğimize olan inancımızı ifade ediyoruz. Kürt kardeşlerimizin bölünmekten yana olmadığını sohbetlerde görüyoruz. Kürt kardeşlerimizin doğal haklarını sonuna kadar kullanabileceği eşit bir vatandaşlık içinde demokratik bir Türkiye'de kıyamete yaşacağımıza olan inancımızı ifade ediyoruz."

Ahmet Türk ise, yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bu ziyareti çok önemsiyorum. Bu biraz da halkları karşı karşıya getirmek isteyen kesimlere yönelik bir cevaptır. Ben şuna inanıyorum, diyalog ikna ve konuşarak bütün sorunlarımızı çözebiliriz" dedi. Türk, hiç kimsenin gerginlik yaratmaya hakkının olmadığını belirterek, ortak akılla yaşanan sorunların çözülebileceğini bildirdi. Kürtlerin taleplerinden kimsenin zarar görmeyeceğini belirten Türk, "Bin yıllık bir geçmişimiz var. Barış ve kardeşlik içinde sorunların çözülmesini görmek istiyoruz" dedi. Türk siyasetçilerin de halkın gösterdiği duyarlılığı göstermesini isteyerek, "3 puanlık oy için hareket edilmemelidir" dedi.

Aynı silahla hem ülkücüler hem solcular vuruldu

Türk, "Ziyaret sürpriz oldu mu?" şeklindeki bir soruyu da cevaplandırarak ziyaretin halkların birbirine düşürmeye yönelik bir cevap olduğunu belirterek, "Farklı düşünebiliriz ama hiç kimsenin insanlarımızı birbirine kırdırmaya hakkı yoktur" şeklinde konuştu. Çelebi de, "Geçmişte komünistlere karşı silah kullandık, şimdi birlikteyiz şeklinde bir açıklamanız olmuş" şeklindeki bir soruyu da şöyle cevaplandırdı ve şöyle konuştu: "Hep beraber çok büyük acılar yaşadık. Biz 12 Eylül'ün acılarını hala hafızamızda çok taze olarak yaşıyoruz. Hatırlıyorsunuz Türkiye sağ ve sol diye kamplara ayrılmıştı. Aynı merkezden insanlar devreye girdiler. Türkiye'yi bir ihtilal sürecine soktular. Ve bir ihtilalin gerçekleşmesi için dengeleri alt üst ettiler. Görüldü ki sabahleyin aynı silahla bir ülkücü vuruldu. Öğleden sonra onun intikamı alınıyor iddiasıyla aynı silahla solcular vuruldu. Bugün de Türkiye benzer senaryolarla karşı karşıya. Bakıyorsunuz yumruklar birden bire konuşmaya başlıyor ve bir yandan barış için bir takım adımlar atılırken, kardeşlik yolları tekrar döşenmeye çalışılırken, bir yandan herkesin tedirgin olduğu endişe ettiği bir iklime doğru sürükleniyor. Bunu hissediyoruz bunun kokusunu alıyoruz. Herkes kendi çapında bir çalışma yapıyor. Biz de ekopolitik olarak konuşarak meselelerin aşılabileceğini gördük. Gerek Kürt kardeşlerimizin oluşturduğu örgütler içerisinde gerek diğer milliyetçi camianın içinden birçok insanların katıldığı toplantılar yapıyoruz. Ve korkunç önyargılarla doldurulduğumuzu görüyoruz. Sayın Ahmet Türk'ün Samsun'daki olaydan sonraki itidali kaybetmeyerek sağduyulu çağrı yapması bizim de böyle bir adım atmamızı zaruri hale getirdi. Bunu Tüm Türkiye'ye yaymak arzusu var. Türkiye'yi parçalamak isteyenler olabilir, ama büyük çoğunluğun bunların karşısında olup demokratik bir Türkiye, seçkinlerin yönettiği, kıyamete kadar yönetici olmak isteyenlerin diğerlerini kıyamete kadar köleleştirmek istediği bir Türkiye değil, demokratik bir Türkiye arzusunda olduğumuzu beyan ettik."

Musa Serdar Çelebi kimdir?

Abdi İpekçi ve Papa suikastı planlayıcılarından, eski ülkücü militan. İpekçi suikastını para karşılığı üstlendi. Almanya'da tutuklandı, beraat etti. Türk vatandaşlığından çıkartıldı. Türk İslam Birliği Teşkilatı'nın başına geçti. Papa suikastının arkasında CIA olduğunu ve bu konuda kitap yazacağını söyledi. adı geçen suikast davasında beraat ettirilmesi İtalyan savcılığınca milli güvenlik medeniyle uygun görüldü. Devlet Bahçeli'nin talimatı üzerine MHP ve bu partiye bağlı tüm teşkilat ve ülkü ocaklarına girişi 2000 yılından itibaren yasaklandı. AKP tarafından 2007 seçimlerinde adaylık teklif edildi. Çelebi bir süredir, Ekopolitik bünyesinde Türkiye'nin büyük çatısı projesinde çalışıyor.Devamını Gör


 
olaya yüzeyden bakıldığında anlamlı bir "şey" ama içeriğine inmek gerekir..
ahmet türke saldırı ve "biçimi" mizanseni.., ve sonrasındaki timsah gözyaşları ve "sahiplenmeler" de irdelenmelidir..
bir "aile"nin.., bir efradını sahiplenip ana efradını ve bileşkelerini tasfiye etmek isteyenler de farklı davranmaz.. bunu çok gördük yaşadık.. hatta "sahiplen-hırpala gel-git" sahiplenmeleri ve bu "sahiplenmelerin"de "şartlarını"da gördük..

Sayın Ahmet Türk'ün Samsun'daki olaydan sonraki itidali kaybetmeyerek sağduyulu çağrı yapması bizim de böyle bir adım atmamızı zaruri hale getirdi.
gerekçe çok doğru ve yerinde.., ama bu gerekçeyi içeren.., başka çok "şey" de var acaba bunlara da sahiplenmeye niyetleri var mı???
madem her sağduyulu açıklamaya değer biçiyorsunuz.. başka sağduyulu açıklama ve hareketlere de sahip çıkın o zaman.. da timsah.., olup-olmadığınızı anlayalım..
Şimdiye kadar milliyetçi-ülkücü hassasiyetleri olan insanlarla, liberal ve Kürt hassasiyeti olan insanları bir araya getirerek 14 toplantı düzenlediklerini belirten Çeleng, "Bu toplantıların temsilcilerinden Musa Serdar Çelebi burada. Ümit Fırat buradaydı ve uçağa yetişmek zorunda kaldı. Sayın Ahmet Türkü ziyaret ettik" dedi.
Ümit Fırat buradaydı ..!!!!!! uçağa yetişmek zorunda kaldı ...!!!!!!
kılavuz karga uçtu yani..:D

Bunu Tüm Türkiye'ye yaymak arzusu var. Türkiye'yi parçalamak isteyenler olabilir, ama büyük çoğunluğun bunların karşısında olup demokratik bir Türkiye, seçkinlerin yönettiği, kıyamete kadar yönetici olmak isteyenlerin diğerlerini kıyamete kadar köleleştirmek istediği bir Türkiye değil, demokratik bir Türkiye arzusunda olduğumuzu beyan ettik."
bu beyanı yıllardır edenler var.. "nerelerdeydiniz.., ne işler "çeviriyordunuz'' ey ahu gözlüm!!!!"

timsahın dişleri aşağıda sırıtıyor..
Biz 12 Eylül'ün acılarını hala hafızamızda çok taze olarak yaşıyoruz. Hatırlıyorsunuz (biz hiç unutmadık ama senin gibi hatırlamıyoruz bu kesin)Türkiye sağ ve sol diye kamplara ayrılmıştı.(sahimi:D daha önce hangi kamplar vardı? yoksa hepimiz bir fidanın "dal"larımıymı-şız)
Aynı merkezden insanlar devreye girdiler. Türkiye'yi bir ihtilal sürecine soktular. Ve bir ihtilalin gerçekleşmesi için dengeleri alt üst ettiler. Görüldü ki sabahleyin aynı silahla bir ülkücü vuruldu. Öğleden sonra onun intikamı alınıyor iddiasıyla aynı silahla solcular vuruldu. (bu hikayeleri evren paşa netekim çok anlatıyordu..:D hiçde öyle değil di.. bizler.., kendi silahlarımızı ve vuran silahları ve elleri iyi biliyoruz..)

Bugün de Türkiye benzer senaryolarla karşı karşıya.
en çarpıcı ve kesici k-öpe-k dişleri de bu cümledir.... iyi okunsun ve anlaşılsın bence..;

hani halk arasında derler ya..,
osmanlı'da oyun bitmez..
sanırım yeni oyunlar hazırlanıyor yada yedirilmek isteniyor..
 
Son düzenleme:
Üst