fıkra, güldüğümüz bi takım anlatımlara deniyor. eskiden böyle değildi, kısa ve vurgulu kıssadan hisseye deniliyordu. aptal çocuğun hikayesi, eski anlamda bir fıkra. bu günki yaygın anlamında fıkra olmadığı için, bu başlık altında açmayı uygun gördüm.
10-12 yaşlarında bir çocuk, evinin önündeki arsada oynar ekseriyetle, okuldan artan vakitlerde. gözü ise az ötedeki berber dükkanındadır.
arada bir berberin kapısına gider ve içeriyi seyreder.
işte o günlerden biri :
- valla arkadaş, bu çocuk kadar aptalını görmedim der, elindeki makası şıkırdatırken, müşterisine.
- neden.
- bak gör abi. eve götürmek için meyve almış. bir eline bir muz alır, diğerine de üzüm salkımından kopardığı bir çirtim alır. çocuğu çağırır,
- hangi elimdekini istersin. çocuk, çirtime bakar, üzerinde 3-5 tane üzüm var. uzanır onu alır ve hemen uzaklaşır.
- ben demedim mi abi
haklıymışsın usta.
işte bi başka gün. berber kendi oğlunu cıncık oynarken ( misket, bilez, bilya, boncuk ) görmüş, elinden cıncıkları almıştır. müşterisine derker ki, acaba şu çocukdan daha aptal bi çocuk var mı.
- neden öyle diyorsun ki, neyi var şu çocuğun.
- bak gör abi. çekmeceyi açar ve ordaki 4 cıncığı alır.
- hangi elimdekini istiyorsun. çocuk bakar bi elinde 1 tane diğerinde 3. 1 taneyi alır ve uzaklaşır. muhabbet gene aynı.
yine birgün, yine aynı muhabbet, bir elinde 500 binlik, diğerinde 5 milyonluk ve çocuk 500 bini alır gider.
müşteri traştan sonra arsada aptal çocuğu görür. yaklaşır ve ona neden daha az olan parayı aldığını sorar.
- öyle zannediyorum ki, daha çok olanı aldığım gün, bu oyun biter.
10-12 yaşlarında bir çocuk, evinin önündeki arsada oynar ekseriyetle, okuldan artan vakitlerde. gözü ise az ötedeki berber dükkanındadır.
arada bir berberin kapısına gider ve içeriyi seyreder.
işte o günlerden biri :
- valla arkadaş, bu çocuk kadar aptalını görmedim der, elindeki makası şıkırdatırken, müşterisine.
- neden.
- bak gör abi. eve götürmek için meyve almış. bir eline bir muz alır, diğerine de üzüm salkımından kopardığı bir çirtim alır. çocuğu çağırır,
- hangi elimdekini istersin. çocuk, çirtime bakar, üzerinde 3-5 tane üzüm var. uzanır onu alır ve hemen uzaklaşır.
- ben demedim mi abi
haklıymışsın usta.
işte bi başka gün. berber kendi oğlunu cıncık oynarken ( misket, bilez, bilya, boncuk ) görmüş, elinden cıncıkları almıştır. müşterisine derker ki, acaba şu çocukdan daha aptal bi çocuk var mı.
- neden öyle diyorsun ki, neyi var şu çocuğun.
- bak gör abi. çekmeceyi açar ve ordaki 4 cıncığı alır.
- hangi elimdekini istiyorsun. çocuk bakar bi elinde 1 tane diğerinde 3. 1 taneyi alır ve uzaklaşır. muhabbet gene aynı.
yine birgün, yine aynı muhabbet, bir elinde 500 binlik, diğerinde 5 milyonluk ve çocuk 500 bini alır gider.
müşteri traştan sonra arsada aptal çocuğu görür. yaklaşır ve ona neden daha az olan parayı aldığını sorar.
- öyle zannediyorum ki, daha çok olanı aldığım gün, bu oyun biter.