Demirtaş: Kürdistan faşizme mezar olacak

#1
Polisin tayzikli su ve gaz bombalarıyla hedef aldığı BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, saldırılara ve hükümete sert tepki gösterdi: “Burası İstasyon Meydanı, halkın özgürlük meydanı. Gidin Vali gelsin, yasaklayan zihniyet gelsin. Kürdistan faşizme mezar olacak. Bugün devletin acizliğini gördük.”

Halkla birlikte saldırılara direnen Baydemir: “Bu faşizmdir” diyerek çok sayıda yurttaş ile birlikte, polis zırhlı araçlarını yumrukladı.

Saldırıya isyan ettiler

Polisin halka düşmanca saldırılarına isyan eden DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ile BDP Milletvekili Emine Ayna da polisin kalkanına vurarak tepki gösterdi.

Halk meydana çıktı sözünü de söyledi

BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümetin Amed’de her türlü yeni silah ve yöntemi uyguladığını belirtti. Polisin özellikle vekilleri hedef gözeterek saldırdığını söyleyen Önder, “12 Eylül’e rahmet okuttular. Ama halk her şeye rağmen bugün o meydana çıktı ve sözünü söyledi” dedi.

Hedef gözeterek vurdular

Hükümetin günler öncesinden talimatını verdiği saldırılarda BDP’li milletvekilleri hedefti. Telsiz anonslarında bizzat talimat verilmesi üzerine polis, vekilleri hedef gözeterek saldırdı. Saldırılar sonucu milletvekilleri Pervin Buldan, Ayla Akat Ata’nın da aralarında olduğu onlarca kişi ağır yaralandı.




Polisin hedefinde milletvekilleri de vardı

Amed’de adalet savaş vardı. AKP hükümeti Kürt halkıyla savaştı. Çatışmalarda aralarında miletvekillerinin de olduğu çok sayıda yurttaş yaralandı. Yaralıların polis tarafından gözaltına alındığı ve kelepçeli bir şekilde hastaneye götürüldüğü kaydedildi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, polislerden yollarını açmalarını isteyerek, “Yaptığınız kanunsuzdur, dağılın. Size bu emri kanunsuz şekilde uygulatıyorlar. Milletvekillerinin önüne kesemezsiniz. Suç işliyorsunuz, sizi dağılmanız konusunda uyarıyorum” dedi. Demirtaş tepkisini, “Burası İstasyon Meydanı halkın özgürlük meydanı. Gidin Vali gelsin, yasaklayan zihniyet gelsin. Kürdistan faşizme mezar olacak” şeklinde gösterdi. Polis tarafından coplanan vekiller ve beraberindekiler sıkılan tazyikli suyun etkisi ile yere düşerken, vekillerin yere düşmesine rağmen polisin tazyikli su sıkma ısrarını sürdürmesi dikkat çekti.

Buldan yaralandı

Polisin saldırısı sonucu BDP Milletvekili Pervin Buldan ayağına isabet eden gaz bombası nedeniyle ağır yaralandı. Hastahaneye kaldırılan Buldan, tedavi altına alındı. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, polisin Pervin Buldan’a hedef gözetilerek ateş ettiğini ve yaraladığını vurguladı. Önder, Buldan’a polis hedef gözetilerek ateş açtı. Buldan’ı biz Dağkapı Hastanesi’ne getirdik. Hastanede çok sayıda yaralı vardı. Bir yaralıyı da polis darp ediyordu. 12 Eylül’e rahmet okutan manzara hakimdi bugün Amed’e. Ama halk her şeye rağmen bugün o meydana çıktı ve sözünü söyledi” dedi.

Polis ambulansı durdurdu

Çıkan olaylarda çok sayıda kişi atılan gaz bombaları ve plastik mermilerle yaralanırken, yaralılar hastaneye kaldırıldı. Ambulans sirenlerinin durmadığı kentte, yaralıları taşıyan ambulanslar polis tarafından durdurularak yaralılar gözaltına alınmak istendi. Yurttaşların tepkisi üzerine yaralılar hastanelere kaldırıldı.




Mitingden önce bir baskın yapalım!

Tarihi mitinge saatler kala polis önlemlerini abarttı. Bölge’nin ve Türkiye’nin diğer illerinden gelen konukların kaldığı evlere baskın düzenledi. Çeşitli “ihbar” iddialarıyla yapılan baskınlardan biri de İzmir’den Amed’in Bağlar ilçesinde bulunan ailesine ziyarete gelen Menteş ailesine yönelik yapıldı. Bu sabah 03.00 sularında Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çok sayıda TEM ve Özel Harekat Polisi tarafından yapılan baskında adeta “terör” estirildi.

Derya Menteş, evin tüm odaları ile damını didik didik arayan polisin BDP’li Milletvekilleri için “çakallar” diye hakarette bulunduğunu da belirtti
.
Esnaf da kepenk açmadı

Amed ve Bölge genelinde sabah saatlerinde büyük bir sessizlik hakimdi. Kepenkler “Öcalan’a özgürlük” mitingi için açılmadı. Öyle ki kepenklerin çok nadir kapandığı Ofis semtindeki esnaf bile bu kervana katıldı.



14 Temmuz 2012 değil, 13 Eylül 1980...

Türkiye ve bölgenin gündemi “Öcalan’a özgürlük” mitingine kilitlendi. Ana akım medyada bölgede kapatılan kepenkler, Amed’e kendi koşulları ile gelen onbinlerce kişi görülmezken, sosyal medyanın gündeminde ise miting vardı. İşte ‘twitter’den Amed mitingine ilişkin geçilen binlerce mesajdan bazıları:

@AmedDcle: 2012 Newrozu gibi.

@selinasker: Diyarbakır mitingi öncesi ANF ve DİHA’ya siber saldırılardan ötürü ulaşılamıyor.

@guledepe: Kürt basını üzerine müthiş bir saldırı söz konusu sanırım. Sosyal medyaya büyük iş düşüyor bugün...

@haykobagdat: Uzun zamandır adını anmadığımız İdris Naimi bugün Diyarbakır’dan hatırlayacağız galiba.

@ezgibasaran: Bugün Diyarbakır’da yapılacak mitingde olacaklardan cok endişeliyim. Polisin şehri resmen ablukaya aldığını haberleri geliyor.

Barikatları aşarak Amed’e ulaştılar

Amed’e gelmek için yola çıkan birçok yurttaşın araçları bağlandı. Kent ve ilçe çıkışlarına dünden beri konumlandırılan polis ve askerler, her aracı durdurarak araç ve kimlik kontrolü uygulaması yaptı. Arama noktalarında çok sayıda yurttaşın özel araçlarının dahi komik gerekçelerle bağlandığı ve araçlara cezalar kesildiği öğrenildi. Tüm engellemelere rağmen, yurttaşlar Amed’e vardı.

RIHA: PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ablası Fatma Öcalan, Amed’de düzenlenecek olan mitinge giderken, Riha (Urfa) çıkışında polislerce engellendi. Öcalan’ın ve çocuklarının içinde bulunduğu araç didik didik arandıktan sonra komik gerekçelerle araç bağlandı. Bu duruma isyan eden Öcalan ailesi, “Biz kardeşimizin özgürlüğü için Amed’e gidiyoruz. Biz barış istiyoruz” diye konuştu. DİSK/Genel-İş Riha Şube Başkanı Sadık Demir’ın aracı da evrek eksikliği gerekçe gösterilerek el konuldu. Demir, “Arabamın hiçbir eksiği yoktu. Polise evrakımı verdim ve evrakımı yırtarak evrakımın eksik olduğunu söyledi ve arabamı bağladı. Biz sendikacı olduğumuz için bize bu uygulamayı yaptı” dedi.

SEMSÛR: Semsûr’dan (Adıyaman) Amed’e gelen yurttaşlar da polisin barikatlarını güçlükle aştığını dile getirdi. Gelen yurttaşlar birçok araca el konulduğunu anlatarak, birçok araca da ceza kesildiğini ifade etti.

ÊLÎH: Elîh’in (Batman) için üç arama noktası oluşturuldu. Bunlardan biri Elîh çıkışı oldu. Diğeri Bismil, sonuncusu ise, Farqin (Silvan)-Hezo (Kozluk) yol çıkışında oluşturuldu. Yurttaşlar bu üç aramadan geçtikten sonra Amed’e ulaştı.

BİSMİL: Bismil’den yola çıkanlarda Amed girişinde durduruldu. Polis, araçları geri çevirmek istemesi üzerine yurttaşlar araçlardan inerek, Amed’e doğru yürüyerek gitti. Ayrıca Bismil Belediyesi’ne ait halk otobüslerde kimlik kontrolü yapan polis otobüs şoförlerine “Bugün yolcu taşırsanız araçları bağlarız” dedi.

NISÊBÎN: Mêrdîn Nisêbîn’de (Nusaybin) çok sayıda yurttaş davul zurnalar eşliğinde halay çekerek yola çıktı. Yüzlerce aracın Nusaybin çıkışında durdurularak ehliyet ve ruhsat sorgusuna tabi tutulmasına yurttaşlar tepki göstererek, “Biz Amed’e yürüyerek gideceğiz. Bu kadar aracın olduğu yerde bu şekilde bir arama yapılamaz” diye tepki göstermesi ardından polisler bu uygulamadan vazgeçti.

ŞIRNEX: Şirnex ve ilçeleri mitinge tam bir bayram havasıyla gitti. Yöresel kıyafetlerini giyen kitle, belirlenen noktalarda hareket saatine kadar halaylar çekti. Ardından konvoy yola çıktı. Kentin çıkışında duruduran kitle polisin tavrını protesto etti.

CİZÎR: Cizir’den (Cizre) yola çıkan konvoy polis ve asker engeli ile karşılaştı. BDP Şirnex İl Genel Meclis Üyesi Serhan Yılmaz, bu engellemeyi kınadıklarını vurgulayarak, yapılanların hukuki olmadığının altını çizdi. Silopya’da (Silopi) yola çıkan yurttaşlar da BOTAŞ askeri arama noktasında durduruldu. Hezex’dan yolla çıkmak isteyenler ise daha araçlara binmeden durduruldu.
Alıntıdır..(Özgür-Gündem Gazetesi)
 
#2
ÖCALAN SERHILDANI

Kürtlerin, ‘Öcalan’a Özgürlük’ şiarıyla Amed’de düzenlemek istediği miting tam bir serhildana dönüştü. Dört bir taraftan kuşatma altındaki Amed’e akan yüzbinler, tarihi bir direniş ortaya koydu

Hükümetin halkı engellemek için her türlü silah ve saldırı yöntemini kullanması işe yaramadı. Amed sokakları savaş alanına döndü, halk barikatlara aldırmadan ‘Öcalan’a özgürlük’ talebini haykırdı

DÜN ‘PİR’LER BUGÜN MİLYONLAR

Halkın Öcalan için alanlara çıkmasını engellemek amacıyla Bölge adeta havadan ve karadan kuşatma altına alındı. Ancak bu barikat ve yasaklar Kürtlere işlemedi. Sabah saatlerinden itibaren yüzbinlerce kişi Amed’de toplandı. DTK ve BDP Eşbaşkanları, vekillerinin öncülüğünde İstasyon Meydanı’na girdi.

ERİ ADIM YOK: ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK

Halkın kararlılığına polis her türlü silah ve saldırı yöntemiyle karşılık verince Amed savaş alanına döndü. Polisin saldırısı DTK ve BDP Eşbaşkanları ile BDP’li vekiller başta olmak üzere halkın büyük direnişiyle karşılaştı. Bütün saldırılara rağmen halk geri adım atmadı, “Öcalan’a özgürlük” taleplerini haykırdı.

Camide ileri demokrasi

Dün Amed’de resmen “terör” estiren polis, önüne gelen her şeye saldırdı. Kinini gideremeyen polis, bir ara Ofis Semti’ndeki Abdulcelil Camii’ne girerek yurttaşlara küfür ve hakaret yağdırdı. Yurttaşların sert tepkisiyle karşılaşan polis, “Demokrasi uyguluyoruz” yanıtı vererek saygısızlığını ortaya koydu. Herkes tek yürek




Özgürlük tutkusunun önüne geçemezsiniz

AKP hükümeti Amed’de Kürtlerle savaştı. BDP ve DTK öncülüğünde yapılan “Öcalan’a özgürlük” mitingi için yüzbinler büyük zorluklara ve engellemelere rağmen Amed’e aktı. Miting için önemli noktalardan biri olan BDP il binasının önü dün sabah saatlerinde tıka basa doldu. DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak, BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Demir Çelik, Hasip Kaplan, Ertuğrul Kürkçü, Emine Ayna, Nursel Aydoğan, Halil Aksoy, Altan Tan, Adil Kurt, İbrahim Binici, Sebahat Tuncel’in de aralarında bulunduğu bölge belediye başkanları BDP il binasında bir araya geldi. İl binası önünde binlerce kişinin toplanmasıyla birlikte polisler de zırhlı araçlarla il binasını ablukaya aldı. Polislerin ablukasına tepki gösteren BDP’li Hasip Kaplan, “Mitingi yasakladınız, il binasının önünü de mi yasakladınız” tepkisinde bulunarak, ablukanın kaldırılmasını istedi. Bu sırada Avrupa’dan gelen bir yabancı gazeteci çekim yaptığı sırada polislerce gözaltına alınmak istendi. DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk’un araya girmesiyle gazeteci serbest bırakıldı.

Devletin aciz ve çaresizliği

Devletin ve AKP hükümetinin mitinge yaklaşımına sert tepki gösteren Demirtaş, “Meydanları tutarak özgürlük talebini engelleyebileceğine ciddi ciddi inanan devlet zihniyeti (!) bu sabah çok aciz ve çaresiz gördüm sizi. Ne mi istiyoruz? An azadi, an azadi” dedi.

Öcalan’a özgürlük istiyoruz

Ardından onbinlerce kişi mitingin yapılacağı İstasyon Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Polis barikat kurarak, binlerce kişiyi engellemeye çalıştı. Demirtaş, Amed’de ve bütün illerde olağanüstü hal uygulamalarının yaşandığını belirterek, “Miting için izin istedik, ancak bu talebimiz kabul edilmedi. Sağduyumuzu koruduk. Gerginliğin azaltılması için mitingin yasaklandığını söylediler. Bütün bu yapılanlar Kürt halkının hakkını aramasın mesajıdır. Valilik ve polis sorun çıkartmaz ise mitingimiz görkemli bir şekilde geçecek. Zaten 20 gündür miting için çalışıyoruz” dedi. Yapılan tüm her şeye rağmen mitingin yasaklanamayacağını belirten Demirtaş, “Halkın görkemli bir şekilde kenetlenmesi halkın mesajıdır. Miting Kürt sorununda çözüm için Öcalan’a özgürlük isteniyor” dedi.

Amed savaş alanı

Açıklamanın ardından aralarında DTK ve BDP Eşbaşkanları, BDP’li milletvekilleri ve binlerce kişi, İstasyon Meydanı’na gitmek için yola çıktı. Yürüyüşe geçen kitlenin önü, TOMA araçları ve çevik kuvvet polislerince kapatılarak, barikatlar kuruldu. 5 koldan yürüyüşe geçen kitleye polis, birçok noktada saldırdı. Kitle ile polis arasında çatışma çıktı. Çatışma ara sokaklara yayılırken, yurttaşlar Öcalan özgür kalıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini duyurdu. Savaş alanına dönen Amed’de aralarında milletvekillerinin de olduğu onlarca yurttaşın yaralandığı belirtildi.



Camiye giren polis: Demokrasi uyguluyoruz

Zırhlı polis araçları, panzerler, havada durmadan kenti gözlem altında tutan helikopterler, özel harekat polisleri, sık sık yaşanan patlamalar ve kentten yükselen dumanlarla savaş alanına dönen Amed sokaklarında polis, 12 Eylül’ü arattı. Polis, Ofis Semti’ndeki Abdulcelil Camii’ne girerek yurttaşlara küfür ve hakaret yağdırdı. Yurttaşların tepki göstermesi üzerine “Demokrasi uyguluyoruz” dedi. Basın mensuplarının çekim yapmasını engelleyen polis, camiye sığınan 4 yurttaşı gözaltına alırken, içlerinden kadın olanını basın mensuplarına göstererek, “Uygunsuz bir vaziyette yakaladık” demesi çevredekilerin tepkisine neden oldu. Cami bahçesinde gözaltına alınanları tekme tokat döven polise çevredeki apartmanlarda balkona çıkan yurttaşlar, “Allah’tan korkunuz yok mu!” şeklinde tepki gösterdi. Camide gözaltına alınanlar İstasyon Caddesi’ne götürülerek, gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte emniyete götürüldü.

Gözaltı terörü yaşandı

Dün Bölge’de tam bir polis terörü vardı. Hareket halindeki her şeye saldıran polis çok sayıda kişiyide tartaklayarak gözaltına aldı. Amed’de DİHA muhabirleri Mahsum Sağlık ve Mehmet Begüm gelişmeleri takip ettikten sonra ajanslarına giderken ajansın bulunduğu binanın hemen önünde gözaltına alındı. Ofis Semti’nde ise, Ekinciler Caddesi’nde seyir halinde olan bir araç polislerce durdurularak, araçta bulunan 5 kişi gözaltına alındı. Çıkan olaylarda onlarca kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Riha (Urfa) BDP Nizip ilçe Örgütü yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 4 kişi Riha çıkışında kurulan polis noktasından hiçbir gerekçe gösterilmeden tartaklanarak gözaltına alındı.
Alıntıdır
 
#3
Demirtaş: Devlet meşruiyetini yitirmiştir
BDP, DTK, ESP, EMEP ile demokratik kitle örgütü ve sanatçıların polis müdahalesini protesto etmek için Sümerpark'ta başlattığı oturma eylemi sona erdi. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dün Amed'de devletin copundan, gazından, panzerinden başka bir şey yoktu. Elinde coptan, panzerden başka bir şeyi olmayan devlet meşruiyetini yitirmiştir. Kürdistan'da AKP meşruiyetini yitirmiştir. 24 saat içerisinde ortaya çıkan tablo budur" dedi.

BDP, DTK, ESP, EMEP ile demokratik kitle örgütü ve sanatçıların "Özgürlük İçin Demokratik Direniş" mitingine yönelik sert müdahaleyi protesto etmek için Sümerpark'ta başlattığı oturma eyleminin ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, BDP'li milletvekilleri, İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, sanatçı Rojda, Suavi, Ferhat Tunç, ESP ile EMEP temsilcileri, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Dünden bu yana İstasyon Meydanı'ndaki polis ablukası devam ederken, caddelere konumlandırılan zırhlı araçlar, sivil polisler ve çok sayıda çevik kuvvet polisinin önlemleri dikkat çekti. Sümerpark'ın tüm girişleri polis tarafından tutulurken giriş çıkışlarda kimlik kontrolleri ve üst araması yapıldı. Açıklama için bekleyen binlerce kişi zafer işareti yaparak sık sık "Bijî Serok Apo", "PKK halktır halk burada", "Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız", "Erdoğan kerdoğan tu bi qurbana Ocalan" ve "Direne direne başaracağız" sloganları attı. BDP'li seçilmişlerin açıklamanın yapılacağı alana gelmesi ile birlikte kitle "Kürdistan sizinle gurur duyuyor" sloganı attı.

'HALKIN SAHİPLENİŞİ AKP'Yİ BOŞA ÇIKARDI'

Açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dün geceden bu yana Amed'de faşizme karşı direniş gösteren halkımıza saygılarımızı sunmak istiyoruz" diyerek sözlerine başladı. Demirtaş, AKP'nin "faşist" rejiminin Diyarbakır'da görkemli direniş karşısında ne kadar aciz olduğunun görüldüğünü belirterek, "Dün Amed'de devletin copundan, gazından, panzerinden başka bir şeyi yoktu. Elinde coptan, panzerden başka bir şeyi kalmayan devlet meşruiyetini yitirmiştir. Kürdistan'da AKP meşruiyetini yitirmiştir. 24 saat içerisinde ortaya çıkan tablo budur" dedi. Kürt halkının 24 saat boyunca meydanlarda "Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Öcalan'ın özgür olmasını istiyoruz" diye haykırdığını kaydeden Demirtaş, "Devlet ısrarla bu talebin ortaya çıkmaması için 24 saat sokak sokak, ev ev, meydan meydan işkence uyguluyor. Yeter ki bu talep ortaya çıkmasın. Ama engelleyebildi mi? Halkın sahiplenişi AKP'nin politikalarını boşa çıkardı" diye konuştu.

Kürt halkının PKK Lideri Abdullah Öcalan özgürleşmeden barışın olmayacağını bildiğini belirten Demirtaş, "O nedenle Sayın Öcalan'ın özgürlüğü birinci madde olarak gündemlerinde yer almıştır" dedi. Hükümetin olup bitenlerden ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, "Zerre kadar halkın iradesine saygıları kalmışsa, ya da en azından kendi siyasi istikballerini düşünüyorlarsa halkın taleplerine kulak vermelidir" şeklinde konuştu. AKP hükümetinin meşruiyetini yitirdiğini belirten Demirtaş, "Ağzıyla kuş tutsa bizim için sadece faşizmi temsil ediyor. Başka temsiliyeti söz konusu değildir. Artık AKP'de olanlar da düşünmelidir. Nerede yer aldığını, hangi faşizan düzene hizmet ettiğini görmelidir" ifadesinde bulundu. Vicdanı olan herkesin rant ve çıkar partisi olan AKP'yi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, AKP'li Kürt vekilleri kastederek, "Artık halklarının yanında olmalıdırlar" diye konuştu.

'ARTIK AKP'YE KARŞI DİRENİŞTEN BAŞKA ÇÖZÜM YOKTU'

Halkın demokrasi ve barışa ihtiyacı olan herkes için direndiğine dikkat çeken Demirtaş, sözlerine şu şekilde devam etti: "Herkes direniş hattında kendi yerini almalıdır. Amed 24 saat sürdürdüğü direnişi ile tüm dünyaya nasıl bir halk olduğunu göstermiştir. AKP'nin ve valiliğin yasaklamaları halkı bağlamaz. Halk yasadışı uygulamalara kendisi müdahale etmiştir." Polisin, tüm ilçe ve cadde giriş çıkışlarını ablukaya aldığını, halkın zorbalık ve işkenceye varan uygulamalara maruz bıraktığını belirten Demirtaş, "Böyle bir anlayışın artık çözüm getiremeyeceği anlaşılmıştır. Bu saatten sonra AKP'ye karşı direnişten başka çözüm yoktur" dedi. Çözüm eli uzatıldıkça coplarla, gazlarla karşılık verildiğini kaydeden Demirtaş, "O elin sahipleri direnmeyi de bilir" dedi.

Çözümün onurlu bir direniş ile mümkün olabileceğine işaret eden Demirtaş, "Bunun başka bir yolunun olmadığı dün görülmüştür" dedi. Onurlu ve direngen bir halkın temsiliyetinin kolay olmadığını belirten Demirtaş, "Halkımıza layık olmaya çalışıyoruz. Malıyla mülküyle direnen, bedel ödeyen halkın temsiliyetini almak kolay değil, halkımıza layık olmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 14 Temmuz direnişinin yankılarının Diyarbakır sokaklarında yankılandığını vurgulayan Demirtaş, "Amed zindanında başlayan direniş, bugün her tarafta. Bizler o ruha bağlı kalırsak, sindirebilirsek layık olabiliriz. Kimse şundan şüphe duymasın; zalim kendi zulmünde boğulacaktır. Bu halkın direnişi bunu sağlayacaktır" ifadesinde bulundu. Diyarbakır'ın ortaya koyduğu duruşun örnek teşkil ettiğini kaydeden Demirtaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan özgür olana kadar direnişin süreceğini söyledi.

'DEVLET KENDİ HALKINA SAVAŞ İLAN ETMİŞTİR'

Ardından konuşan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ise, Diyarbakır'da AKP faşizmi ve imha, inkar politikaları ile karşı karşıya kaldıklarını aktararak, halka dönük kin ve nefretle zalimane bir yaklaşımın söz konusu olduğunu vurguladı. "Öyle bir devlet düşünün ki; kendi halkının üzerine binlerce polisle, tankla topla savaş ilan etmiştir. Dün Amed'de devletin Kürt halkına karşı ilan ettiği bir savaş görüntüsü vardı" diyen Tuğluk, 1990'lı yıllarda Kürt halkının daha zalimane uygulamalara maruz kaldığını; ancak yılmadığını ve bedelini ödeye ödeye kazanımlar elde ettiğini söyledi. Bundan sonra da faşist, imhacı ve inkarcı yaklaşıma karşı halkla birlikte direniş mücadelelerine devam edeceklerini ifade eden Tuğluk, başka bir seçeneğin kalmadığını vurguladı.
'DEVLET ACİZLİĞİNDEN AÇIKÇA YALAN SÖYLÜYOR'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 354 gündür ailesi ve avukatları ile görüştürülmediğine de değinen Tuğluk, "Gemi bozuk, evrak eksik, gemi tamirde" gibi gerekçelerle görüşmelerin engellendiğini kaydederek, "Bir devlet düşünün ki bu şekilde acizliğe düşüyor ve açıkça yalan söylüyor" dedi. İmralı sisteminde evrensel hukuk ilkelerinin yok sayıldığını vurgulayan Tuğluk, "Bin yıllık devlet geleneğine sahip olduğunu söyleyen devletin düştüğü acizliktir bu. Bunlar AKP'nin imhacı ve inkarcı politikalarının sonucu gerçekleşiyor. Sayın Öcalan sıradan bir kişi ya da tutsak değildir. Milyonlarca insanın 'irademdir' dediği son Kürt isyanının lideridir. Sayın Öcalan bu topraklarda barışın ve birlikteliğini güvencesidir" dedi.

'KAZANACAK OLAN HALKIMIZ OLACAK'

"Demokrasi mücadelemizi de yine direnerek vereceğiz" diyen Tuğluk, AKP iktidarını bir kez daha uyardıklarını vurgulayarak, "Bu gidişat iyi bir gidişat değil. Halkın tahammül sınırları zorlanmamalı. Tecrit politikanızdan vazgeçin, bozuk dediğiniz gemiyi bir an evvel çalıştırın. Sayın Öcalan'ın sağlık ve özgürlük koşullarını yerine getirin. Bundan başka bir barış yolu yoktur. Açık ve net söylüyoruz. Tüm dostlarımızı, kardeş halklarımızı mücadeleye çağırıyoruz. Direnirsek kazanacağımızı biliyoruz. Kazanacak olan halkımız olacaktır" şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından oturma eylemine son verildi.
Alıntıdır
 
Üst