bir hapishane düşünün
ki en güncel yapısı kentin
bir görüş günü
bir genç -elbette ki içerde
bir ana -yaşlı, hem kendi hem gözleri
ana oğul üç dakika bakıştı
görüşme topu topu üç dakikaydı
hiç konuşmadılar
çünkü Kürtçe konuşmak yasak ! tı
çünkü sekiz milyondan ikisiydiler
çünkü Kürttüler
kimliklerine Kürt yazılması yasaktı
ana oğul yalnızca bakıştı
Türkçe bilmezdi ana
anasının anası da bilmemişti hiç
hep sustular sustular sustular
üç dakika
ana
uzun yol yürümüş belli
ta Selahaddin Eyyubiden bu yana
ala kara neçeğin elleri fırtınada yapraktı
yüreğin savunmasıydı yüzündeki kırışlar
anlayamıyordu
ele geçirilirken nasılsa ölememiş
oğul takım elbiseliydi ödünç
özene bezene saklanmış yaraları
ama nerde bir hoş bakan o gözler
kırpışan kanlı bir çarşaf
kötü budanmış kavak
ağaçsız avlusunda hapishanenin
konuşacak oldu ana
Kürtçe
Konuşmak
Yasak !
tı
tam sorumlusu kimdi cehaletinin bilmiyor
ama Kürtçe susmak istemiyordu
bahtı karaydı kara
ne gelmişse başına bu yüzden gelmiş
oğul Kürtçe susmuştu ...
Türkçe düşünmenin ceza gördüğü yerde
bilmiyordu Kürtçe susmak böyle olurdu
Kürtçe bedduası içine aktı ananın
oğul sustu
o sustu
gözleri konuştu
bir de yalın gözyaşları
Kürtçe susmanın serbest olduğu ülkemde
Süreniz doldu !
iner gece bütün hüznüyle dünyaya
Selahattin ranzayı dişler hırsından
ağıt yakar ana toprak damın çırası
ozan pay eder geceyi dibek taşında
dur durak yok sabahlara uyanır güneş
işte ağlıyorum Anadolu ya ortanızdayım
beni vurun birbirinizden önce
ya da bir an düş molası verin oturun :
yarın herkes için şenlensin fabrika duvarları
toprak sulara kavuşsun gönül barajlarından
birlikte ölünmesin birlikte yaşansın
sürülmesin Fransa ya Kürt Dili nin kürsüsü
tertemiz giyinsin Diyarbekir kalesinde son siyasi
dilberinin gözlerini duysun anasının dilinden
Erivan dan bir türkü armağan
Kürtçe çalsın Ankara, Danışır Baki
sürgünden bir ses
bir selam
belki Amsterdam dan
gürültüyle
kapanır demir kapı uyanır herkes düş molasından
kan başlar akmaya
uluslar tarihinin aynasıdır o üç dakikalık acı
o tarih ki umutlarını mayın tarlasına ekmiş
o tarih ki yeniden sürülmeye adaydır
adaylar herkesin yanı başında
unutmayın
süremiz doldu!
unutmayın
süremiz doldu !
Amsterdam, Ekim 1986..
ki en güncel yapısı kentin
bir görüş günü
bir genç -elbette ki içerde
bir ana -yaşlı, hem kendi hem gözleri
ana oğul üç dakika bakıştı
görüşme topu topu üç dakikaydı
hiç konuşmadılar
çünkü Kürtçe konuşmak yasak ! tı
çünkü sekiz milyondan ikisiydiler
çünkü Kürttüler
kimliklerine Kürt yazılması yasaktı
ana oğul yalnızca bakıştı
Türkçe bilmezdi ana
anasının anası da bilmemişti hiç
hep sustular sustular sustular
üç dakika
ana
uzun yol yürümüş belli
ta Selahaddin Eyyubiden bu yana
ala kara neçeğin elleri fırtınada yapraktı
yüreğin savunmasıydı yüzündeki kırışlar
anlayamıyordu
ele geçirilirken nasılsa ölememiş
oğul takım elbiseliydi ödünç
özene bezene saklanmış yaraları
ama nerde bir hoş bakan o gözler
kırpışan kanlı bir çarşaf
kötü budanmış kavak
ağaçsız avlusunda hapishanenin
konuşacak oldu ana
Kürtçe
Konuşmak
Yasak !
tı
tam sorumlusu kimdi cehaletinin bilmiyor
ama Kürtçe susmak istemiyordu
bahtı karaydı kara
ne gelmişse başına bu yüzden gelmiş
oğul Kürtçe susmuştu ...
Türkçe düşünmenin ceza gördüğü yerde
bilmiyordu Kürtçe susmak böyle olurdu
Kürtçe bedduası içine aktı ananın
oğul sustu
o sustu
gözleri konuştu
bir de yalın gözyaşları
Kürtçe susmanın serbest olduğu ülkemde
Süreniz doldu !
iner gece bütün hüznüyle dünyaya
Selahattin ranzayı dişler hırsından
ağıt yakar ana toprak damın çırası
ozan pay eder geceyi dibek taşında
dur durak yok sabahlara uyanır güneş
işte ağlıyorum Anadolu ya ortanızdayım
beni vurun birbirinizden önce
ya da bir an düş molası verin oturun :
yarın herkes için şenlensin fabrika duvarları
toprak sulara kavuşsun gönül barajlarından
birlikte ölünmesin birlikte yaşansın
sürülmesin Fransa ya Kürt Dili nin kürsüsü
tertemiz giyinsin Diyarbekir kalesinde son siyasi
dilberinin gözlerini duysun anasının dilinden
Erivan dan bir türkü armağan
Kürtçe çalsın Ankara, Danışır Baki
sürgünden bir ses
bir selam
belki Amsterdam dan
gürültüyle
kapanır demir kapı uyanır herkes düş molasından
kan başlar akmaya
uluslar tarihinin aynasıdır o üç dakikalık acı
o tarih ki umutlarını mayın tarlasına ekmiş
o tarih ki yeniden sürülmeye adaydır
adaylar herkesin yanı başında
unutmayın
süremiz doldu!
unutmayın
süremiz doldu !
Amsterdam, Ekim 1986..