Okul ödevi

#1
Giriş:

Daha dün annemizin
Kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin
Yollarında koşarken
Şimdi okullu olduk
Sınıfları doldurduk
Sevinçliyiz hepimiz
Yaşasın okulumuz
 
#2
okul yurt güneşidir
bize bilgiler saçar
annemizin eşidir (baba devlet/yurt :D )
severek kucak açar


twinkle twinkle little star
Parılda Parılda Küçük Yıldız

Parılda, parılda küçük yıldız,
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.
Dünya'nın üstünde çok yüksekte,
Gökyüzünde bir elmas gibi.
Parılda, parılda küçük yıldız,
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.

Kızgın Güneş gittiğinde,
Üstüne parladığı bir şey kalmadığında,
Sen, kendi ışığını gösterirsin.
Parılda, parılda gece boyunca,
Parılda, parılda küçük yıldız,
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.

Derin, lacivert gökyüzünde.
Perdelerimin arkasından gizlice
Gözlerini kapatmaman için seni izliyorum,
Sabah Güneş doğana kadar.
Parılda, parılda küçük yıldız,
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.

Parılda, parılda küçük yıldız,
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.
jane taylor(1700sonu 1800 ilk çeyreği) ve mozart :D

normaldir.. cumhuriyet kurulduğunda milli eğitim kurum ve proğramı yaratılırken hangi "emperyalist" danışmanlar!! vardı!!?
 
#3
Gelişme:

Sevgili öğretmenim
Bugün bir ödev verdi
Toplayıp tüm okulu
Okuldan kırlara doğru
Uzun bir yürüyüşe
İzcilik etme görevi
Bu ödev bizi gerdi
Annecik şöyle derdi:
“Küçük başın küçük derdi”

Toplandık bir araya
Başladık münazaraya
Önce tepeden mi başlayalım
Yoksa temelden mi işleyelim
Derinden mi gidelim
Aniden mi binelim
Çatıdan mı inelim
Çat kapı mı girelim
Herkesi nasıl ikna edelim

Gelemeyen kalmasın
Durumu uygun olan
Evinde pasta yapsın
Pasta yapamıyorsa
Yumurtaları boyasın
Kimin her nesi varsa
Getirsin sofraya katsın
Hep birlikte yiyelim
Gülelim eğlenelim
Şarkılar söyleyelim
Oğlanlar top oynasın
Kızlar da ip atlasın
Elim sende kalmasın
İstopum patlamasın

Çocukluk çağlarımız
Mutluluk hem hakkımız
Hem de ayrıcalığımız
“Mutluluk bir çocuklara
Bir de delilere” der babamız

Altı üstü pikniğe gideceğiz
Sınıfa izcilik edeceğiz
Oymak başı olabilmek için
Nerdeyse birbirimizi yiyeceğiz

Öğretmen baktı olmuyor
Birimizi seçti oymakbaşı
Başladı hemen diğerleri
Gözünün üstünde var diye kaşı
Oymakbaşının altını oymaya

Beni seçti sonra öğretmen
Gururla kabardım şöyle bir
Duruşum değişti, dikleştim hemen
Baktı bana diğerleri hasetle
Şaşkınlıkla karışık bir kinle
İçim sevinçle doldu
Seçilince hemen gelip de aşka
İlk işim bir tokat akşetmek oldu
Sessiz ve çelimsiz bir arkadaşa

Sonra hemen pişman olup
Büyük bir üzüntüyle dolup
Dedim ki ben ne yaptım
Bu kadar kolay mı özünden sapmak
Alın sizin olsun oymak

Kapıştılar hemen oymağı, kaldı birinin elinde
Diğeri yardımcısı oldu, öbürü eşi
Biri yavrukurt oldu, biri ergenkurt
Sonra da yüklediler bizlere bütün işi

Peki dedik, maksat hasıl olsun da
Tüm çocuklar kırlara çıksın da
Varsın öyle olsun, yeter ki
Gönüller mutlulukla dolsun da
Öyle değilmiş meğer ki
 
#4
Gelişememe:

Tek tek evler dolaşıldı
Maddî engeller aşıldı
Panik yapan velilerle
Gecikmemek üzre anlaşıldı

Katılım giderek artmada
Bu hal beni hayran bırakmada
Yavrukurtlarsa ayrışmada:
"Bizim sınıf ayrı olsun"cular
"Tüm sınıflar birleşsin"ciler
"Haremlik selamlık olsun"cular
Hay kuş başına konsuncular!

Öyle bir an geldi ki
Aynı kişi üç ayrı ekipte
Her birinin peşini
Bir yavrukurt takipte
Kurtçukların kavgasından
Ortabirler panikte
Ara sıra bazı bazı
Kurtçuklarda yara izi
Ne hâle geldi gezi
İçimizde derin sızı

Yine de ve yine de
O kadar istekliyiz ki
Sırf gezi olsun diye
Görmezden geliyoruz
Ama herkes görüyor
Ne zaman bizi görse
Muzip muzip gülüyor
Bize elini verse
Kolu gider, biliyor

Havalar da pek güzel
Sanki bahar havası
Kitleleri çekmenin
işte tam da sırası
Gel gör ki aç kurtlar gibi
Bütün yavrukurtları
Sarmış liderlik hırsı

Baktık böyle olmuyor
Toplandık bir araya
Olan ödevimize oluyor
Başladık kafa yormaya
Öyle ya genciz, çalışkanız, akıllıyız
Doğrusu kafamız da var
Bu sorunu hal yoluna koymalıyız

Denildi ki, en geniş birlik için
Küçük hesapları geçin
Böyle büyütecek ne var?
Amaç piknik yapmak değil mi?
Kimin liderliğinde, önemli mi?

Baktım hepsi onaylıyor
Birlikte başını sallıyor
Dedim oh be sonunda
Aklın yolu bir oluyor

Ama biri çekti beni tenhaya
Dedi "konuşalım özel olaraktan"
Çekip dumanaltı bir sahaya
Astım krizine girerken ben dumandan
Dedi, "artık hareketi çekmeliyiz yeni bir safhaya"

 
#5
Gerileme:

Oksijen hortumu sokulurken burnuma
Açıklıyordu hâlâ, nedir bu yeni safha
Oksijen alıp da gelince kendime
Anca fikrimi ifade edebildim: Oha!

Ben orada ölüyorum,
O yakamdan tutmuş,
Dumaltına çekmiş,
Hareketi çekmekten söz ediyordu
Ben hareketsiz kalmışken,
Harekete dâir fikrini söylüyordu

Demiş ki meğer, sonra acilde tekar özetledi:
"Çok özel bir birim kurmalıyız
Pikniğin düzenini sağlamalıyız
Kaçan topları bulma ekibi kurmalıyız
Yakan topları ıslatmalıyız"

Oksijen tüpünü çıkarıp
Deli bir derviş gibi,
Rahlesi yere devrilmiş gibi
Fırlayıp kaçtım oradan

Kırlarda tek tük çocuk başları,
Oynayan, zıplayan, koşuşan
Sevinçli çocuk haykırışları
Bizim ödevimiz başarıya ulaşsa
Biz de böyle olacağız, neşeli ve haşarı

Öğretmen sordu bir gün
Nasıl gidiyor ödeviniz?
Başlar önde, az üzgün
Dedik "iyi gidiyor öğretmenimiz"

Ne çabuk girmiştik eğitimin tornasına
Az zamanda büyük adamlar olmuştuk
Çalışmıştık, övünmüştük, güvenmiştik
Genç olamadan sararıp da solmuştuk

Derken yaz geldi, geçti
Turnalar uçtu gitti
Nice piknikler oldu bizden izinsiz
Küçümsedik onları, dedik:
"Bunlar düzensiz,
Temelsiz,
Eşitsiz"...


 
Son düzenleme:
#6
Çöküş:


Öğretmen, bu bizdeki
Krizi duymuş belli ki
Bir gün bize dedi ki
"Şu pikniği bir an önce yapın!
Ama izin almadan yapmayın
Veya küçük bir eğlence yapın
Pikniği yapamıyorsanız
Benden en yüksek notu kapın
Sınıfı geçmek istiyorsanız"

Hemen toplanıldı
Sözü aldı oymakbaşı
"Biz" dedi kitleye karşı
"Sınıfı geçmek değil
Sınıfta kalmak istiyoruz
Sınıfla olmak istiyoruz
Hiç bir yerden almayız izin"
Haykırdı bir yavrukurt:
"İzcisiyiz andımızın!
Hiç bir yerden almayız izin"
Tekrarladı diğerleri:
"Hiç bir yerden almayız izin"

Çıktı sıranın üstüne
Yavrukurtlardan birisi
Dedi, "ey sınıf, dinleyin
Yarın okulun önünde birleşin
Önce öğrenci andımız
Sonra izcilik marşımız
Sonra yola çıkarız
Hava şartları bizi bağlamaz
Kendi yola çıkan ağlamaz"

Mini mini birler
Haşarıdır ikiler
Tilki gibidir üçler
Yavrukurttur dörtler
İnanmak zor ama en sonunda
Toplandık okul önünde
Ama sanki havadan mı ne,
Vermiştik epeyce bir fire
Derken ellerinde balonlarla
Karşılaştık polis amcalarla

Okul duvarlarını aştık
Bir dolu bir dolu yağdı
Çil yavrusu gibi kaçıştık
Tepemizde balonlar patladı

 
#7
Bütün kurtlar toplandık,
toplandık toplandık
Sorduk neden dağıldık?
dağıldık dağıldık
Bu ne biçim yavrukurtluk?
Bu ne biçim oymakbaşılık?
Nerde bu yavrukurtlar, ergenkurtlar?
Nerde bu okul, hani biz bir bu sınıftık?

Sözü aldım, dedim çok mu zordu izin almak?
İzin alıp güzel bir piknik yapmak?
Güneşli bir havada özgürce kırlara yayılmak?
Kafasında balon patlamış bir yavrukurt cevapladı
Dedi "sen bir top-optimistsin
Sürekli soru sormandan belli"
"Top-optimist" mi, o da ne be?
"Gördün mü, bak yine soru sordun!"

Akşam eve dönerken
Kapıda bizi bekleyen
Annelerimiz de bize sordu
telaşla birkaç soru
Sanırım onlar da toporturistti?!?
 
#8
Dün "izinli yapsaydık" dedim diye
Kafasında baloncuk çıkmış yavrukurt
Vermiş beni disipline
Suçum topturistlik yapmakmış
İzin demek aykırıymış
İzcilik ilkelerine
İzinsiz olması şartmış

İzinli piknik olursa
Aksilikler çıkarmış
Ya tam o gün hava
Yağışlı olursaymış

Onlar izinsiz çıkacaklarmış
Dün olmadı ama yarın
hatta yarından da yakın
Veya çıkmaz ayın
Son çarşambası

Bir de slogan bulmuşlar:
"3-A, 5-C demeyin,
Özgür pikniklerde birleşin!"
O gün dersi asmışlar
Bir internet-cafede
Bunu afişe basmışlar
Tüm duvarlara asmışlar
 
#9
3-A, 5-C, tüm gençlik
Özgür piknik için birleştik
Bugün dersleri ekip
Bir güzel pikniğe gittik

Çocuklar gibi şendik
Zaten çocuktuk ve şendik
Top oynadık, yemekler yedik
Oh be, sonunda bu ödevin
Biz üstesinden geldik

3-A ve 5-C'den 3-5 kişiydik
Ama kararlı ve direngendik
Kalecisiz tek kale maçta
Tabii ki hep biz yendik
Zafer direnenlerindi sonuçta

 
#10
bugün zorunludindersi dersinde,
din hocamız dedi "çabuk getirin üç gulfallah bir elham
sözlünüz var çarşambanın ertesinde
zor yerden soracam, çok çalışın, dua edin, evliyalardan alın ilham"

dedim "hocam,
ben girmesem olur mu, ben atayiztim
maymunlardan gelmiş benim atam
ayet okumak yerine masada üç takla atsam?"
baktı bana şöyle bir, küçümsercesine
kafesten içeri birkaç fıstık atarcasına

dedi "sen gog'la magog musun?
yaman bir demagog musun?
kızdırma bak geliyor elimin tersi
zordur geçmek bizden dersi

dedim, "peki hocam"
 
#11
din hocasının elinin tersi
bilirim, sanki manda derisi
zordur geçmek bu dersi
sanki sırat köprüsü

elime aldım din kitabını
içimden açmak gelmedi kabını
baktım öylece kara kara düşünüp
nasıl vereceğim yarınki sözlü sınavını?

arapça dua ezberlemesi güç değil
öff, içimden gelmemesi suç değil
hocanın sınav hakkı tek; üç değil
nasıl geçeceğim yarınki insan avını?

eski yazı, ben bilmesem olmaz mı?
ille olacaksa, kendi dilimle bilsem olmaz mı?
ne yazdığını anlasam olmaz mı?
nasıl aşacağım yarınki cadı kazanını?

kim yazmış, ne yazmış, neden yazmış?
soru sormak ne kadar tehlikeli bir iş
gel de bu soğukta, aç karnına ders çalış
nasıl geçeceğim yarınki sözlü sınavını?

piknik yaparken iyiydik
tamam, üç kişiydik, beş kişiydik
ama keyifli ve eğlenceliydik
şimdi gel de geç yarınki sözlü sınavını

 
#12
Sormayın dostlar sormayın
Ne oldu sözlü sınavı, sormayın
Siz sormasanız da ben zaten anlatacağım
Ne oldu bugünki sözlü sınavım

Akşam elektrikler kesildi
Ben de sınava çalışamadıım
Bu arıza çok işime geldi
"E, günah benden Tedaş'a gitti" deyip erkenden yattım

Bu sabah ilk ders, zorunludindersi dersiydi
Aklımda tek kalan, hocanın elinin tersiydi
Yoldaşım yavrukurtlar, sıranın altına sinmiş birer kediydi
Hoca sordu, ben söyledim, a dostlar

Hoca dedi, "oku bakayım"
Dedim, "ne okuyayım"
Dedi "oku işte, içinden ne gelirse"
Dedim "böyle nutkum tutulur hep, 'oku bakayım' denirse"

Hoca dedi, "oku 'Zulkarneyn'i oku"
Dedim, "hocam sen 'zulkarneyn'i nereden bileceksin?"
Onun vardır bir kolay lafzı, bir de zor özü
Sen şimdi benden lafzını isteyeceksin

Dedi "hösstttt, bre zındık!!!
Ukalalık edeceksin, anladık
Sen de herkes gibi yap, seç kolayı
Geç sözlüyü, yeme benden paparayı"

Yavrukurt yoldaşlarım bakıyordu bana
Suskun ağızlarının üstünde haykırıyordu bakışları
"Ulan oğlum, etme salaklık, de geç işte, neden taktın buna
Sen mi kurtaracaksın, sen mi alacaksın alkışları
Sen misin tek avukat dil ve anlam mevzularına?"

Baktım bir yoldaşlarıma
Bir de elinin tersi
manda derisi
gibi olan hocama
Birden kafamda bir kıvılcım çaktı
Dedim "lütfen telaşlanmayın"
Size kainatın sırlarını açıklayacağım
Ama şimdi yine bir işim çıktı
Siz meraktan çatlayın"


 
#13
Tuvalette bastı hoca beni
Dedi "Neredesin, hani?
Hâla işin bitmedi mi?"
Dedim "hocam, söylemedim mi?
Bir işe girdim, okuldan sonra işe gidiyom."

Hoca dedi "Konuşma, sus!"
"Hocam, sen de hem soruyon,
hem de sus diyon."
Hoca dedi "Ulan deyyus,
Konuşacağına sıvışsana
Ödevine çalışsana.
Bak bugün çarşamba
Biliyorsun çarşambanın ertesi
Zorunludindersi dersi
Geçemezsen sözlüyü
İnecek tepene elimin tersi."

Artık cevap vermeden oradan kaçtım.


Not: Ben bu kısa şiiri teneffüste yazdım.
 
#14
Bugün çarşambanın ertesi
Perşembenin berisi
Bugün zorunludindersi dersi
Hocanın manda derisi
ile kaplanmış olan elinin tersi

Elimde kitaplar,
zihnimde tekrarlar
Az sonra hızlanacak akarsuyun debisi
Heraklit, Heraklit,
Kâbil mi vurmak bu suya kilit?
Kâbil mi geriye sarmak zamanı?
Veya mümkün mü durdurmak şu ânı?

Eski izcidaşlarım beni yangözle süzüyor
Yapacağım açıklamayı merakla bekliyor
Yiyeceğim şamarı dörtgözle istiyor
Piknik davasından bir ayrışmamız var, mâlûm.

İşte teneffüs bitti, çaldı zilin sesi
Başlıyor merakla beklenen zorunludindersi dersi


 
#15
Sonuç:


Dün girdiğim sözlüden
Bugün yeni çıkabildim
Sözlü kısa sürdü ama
Anca kendime gelebildim

Oturmuş, derse çalışmıştım
Her soruya hazırlanmıştım
Yaldızlı meşin kabı,
Parçalanmış kitabı
Ay altında önceki gece
Deli bir derviş gibi
Mumu yanmış,
Elektriği gelmiş gibi
Çalışmıştım saatlerce


Sallayarak elindeki sopayı
Hoca gelip masasına oturdu
Sinirli bir sesle dedi: Okuu
"Bildiğin herhangi bir duayı
Oku ve al benden geçer notuu"

Soluklarını tutmuş cümle cemaat
Yeni öğrenciler, eski izciler,
Benden bekliyorlar kıraat
Yaşlıkurtlar, oynamışbaşlar
Zamanında onlar da okumuşlar
Sözlüde okumuş,
Çıkınca unutmuşlar
İşte onlardan biri
Yanındakine şöyle diyor:
"Duruşu şüphe veriyor
Beni provoke ediyor"


Beni de şeytan dürtüyor
İçimde bilmediğim bir güç
Bana "yap son bir çıkıntılık" diyor
Dedim ki "hocam,
Oynamam ben bu sıkıcı oyunu
Dua yerine masal okusam?
Bu hikayenin sonunu
En başına bağlasam?"
Başladım bildiğimi okumaya:

"Daha dün annemizin
Kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin
Yollarında koşarken
Bir gün okullu olduk
Sınıfları doldurduk
Sevinçliydik hepimiz
Yaşamdı okulumuz


İlkin güzeldi her şey
İlk sınıf, ilkokulduk
Sonra büyüdük yavaş yavaş
Bir tornaya sokulduk
Tornaya girerken çocuk
Çıkarken odunduk"

Bu sırada hocayı aldı bir telaş
Dedi, "Kes!, bu ne traş?
Okuu, bildiğin duayı okuu
Tek bir dua bile yok mu?
İnsanda biraz kafa olur yahu!"

Başlamışken duramadım:
"Yaldızlı meşin topun
Peşinde koşmak varken
Bir istop oyununda,
Uyukladım kitabın
Sararmış koynunda

Ne beş vaktin ezanı, ne saatin tiktakları,
Uykudan uyandıramadı biz yavrukuşları"


Hoca dedi: "Kısa keees, oku artık birini
İstersen hece hece oku
Tamamla görevini
Bozma bu kurulu düzeni"

Ben yine devam ettim:

"Hocam, bırakın öğrenciler,
Yaşasın annesinin yumuşak kollarında,
Şarkıdaki bahçenin çiçekli yollarında,
Sade bir din, bir kanun, bir hak: Oynayan güler"


Hoca sustu, dinledi ve dedi:
"Bu sözlü benim için bitti
Sana sağlıklı, bol güneşli günler dilerim"


İşte böyle kardeşler
Ezberletileni değil
Bildiğimi okudum
Ve okuldan kovuldum
Üstümde bir hafiflik
Esen yele doğru alnım dik
Çiçekli bahçelerin
Bayırların, göllerin
Kokusunu güllerin
Çektim durdum içime

Şu anda ne düşmek okul yoluna
Şu anda ne maçlar, ne dersler, ne notlarım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...





Bitti
 
Üst