''Barzani ile çatışma şu bu.. Bunlar ayrı.. Ama sonuç olarak bu müdahale Pkk'ye alan açtı, öncekinden daha güçlü mevziler elde etti.''
''mesela.. örneğin.. saddam ordusundan aldığı silahları pkk'ye mi? verdi.. barzani buyrun sınırda konuşlanıp t.c.'ye saldırabilirsiniz mi? dedi.. ve bunları yaparken barzani yollarına gül mü? döktü... yoksa engel mi? oldu.. abd t.c.'ye bir dizi araç gerek mi? verdi.. iha skorsky vs.''
Silah konusunda merkezi Irak devletinin ve ordusunun dağılmasından sonra herkes bir şeyler elde etti, herkesin eline bir şeyler geçti. Yani birilerinin gelip özel olarak buyrun alın demesine gerek yok boşluk olunca herkes nemalanır bundan, nemalandı da. Bunun haricinde şunu diyorum; Abd'nin gerek birinci gerek ikinci ırak savaşı pkk'ye ve daha genelinde Kürtlere alan açtı, bu nesnel bir gerçek. Bölgede daha güçlü konum elde ettiler. Birinci ve daha sonra ikinci savaş sonucu olarak oluşan boşluk sonrası açılan alanda Abd asıl olarak elbette ki kendi müttefiklerini(mesela Barzani) güçlü konuma getirmeye çalışır ama oluşan boşluk sonrası başka güçler de etkin konuma gelebiliyor ve Abd'de bunlarla çeşitli ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Yani somut duruma baktığımızda siz her ne kadar Abd açılan alanda Pkk'yi değil Barzani'yi destekledi deseniz de(doğru da) boşluğun oluşması objektif olarak Pkk'ye de yaradı. Ben burada objektif durum tespiti yapıyorum yargılamıyorum. Benim için daha sonra gelişecek süreç asıl olarak önemli.
Tc'ye silah sattı konusuna gelirsek; zaten Tc'ye hep silah verir, Tc bir Nato üyesi. Ama Abd'nin Pkk konusundaki tutumu size her türlü desteği veriyoruz mutlaka yok edin midir yoksa uzlaşın, anlaşın mıdır?
''dostum.. hoş gör ama bilmiyorsan elinin altında internet var biraz çabala öğrenirsin.. t.c. ile iran anlaştı ve iran saldırıya başladı bu taraftanda t.c. gelecekti ama iran ilk saldırı dalgasında tokatı yedi çakıldı kaldı.. t.c. de bu taraftan saldıramadı.. araştır bulursun.. yani iranda pkk örgütlü.. ve dahi güçlü..''
Ben Pkk İran'da yok falan demedim ki. Ben emperyalizmin bölgeye müdahelesinin Pkk'ye objektif olarak alan açtığını, daha güçlü konumlanmasına yol açtığını söyledin. Örnek olarak Irak'da gelişen süreç ve Suriye'yi verdim. Elbet İran'da da örgütlüdür Pkk ama madem güçlü ilan etsin özerkliği, kursun kantonları? Yapabilir mi? Peki yarın emperyalizm İran'a müdahale etse yapma ihtimali ne kadar çok artar değil mi? Anlatmaya çalıştığım bu. Siz başka yere çeviriyorsunuz konuyu.
''aynı soruyu tekrarlayayım.. emperyalizm işbirlikçileri kimler ve ilişki dediğin şeyler nedir? ikincisi., bölgede emperyalizm ile ilişkili olmayan güçler kimler ve pkk bunlarla ilişkili değil mi?.. lütfen yanıtlarmısın..''
Emperyalizm işbirlikçileri kimler? Öso, TC, Barzani, Irak'da çeşitli sünni gruplar, Suudiler, Katar vs. Bölgede bu işbirlikçi koalisyonun karşısında ise Baas, İran, Irak'da çeşitli Şii gruplar ve Hizbullah duruyor. Bunlarla ilişkiye gelince.. Bugün gelinen aşamada Öso ile de Peşmerge ile de ve emperyalizmin bölgesel işbirlikçileriyle de ilişkiler geliştirilmiş durumda. Baas'a karşı ise bazen daha olumlu yaklaşımlar var bazen de Emperyalist çevrelere şirin gözükmek için onların servis ettiği haberler ve onların argümanları üzerinden çeşitli yaklaşımlar geliştiriliyor. Ancak hala Baas ile bağlar kopmuş değil böyle bir niyetin olmadığı da söyleniyor. Ama Pyd'yi Öso'da resmedilen işbirlikçi koalisyonun içine yada onlarla işbirliğine emperyalist güçler dahil etmek istiyor. Ben Pyd buraya dahil oldu yani emperyalizmin işbirlikçisi oldu demiyorum ama böyle bir ihtimal var ve hareketin içinde bu yönde eğilim gösterenler var. Son gelinen süreç devamında böyle bir pozisyona evrilmeye yol açabilir ama bu durum gerçekleşmeyebilir de. Dolayısıyla ben mevcut şartlarda aceleci bir tahlil yapmıyorum. Bunu yapanlar Kürt Hareketini zaten başından itibaren işbirlikçi olarak kodlamış ulusalcı kafalar. Bu süreç olmasada onlar yine aynı şeyleri diyorlardı ve diyeceklerdi.
''aynen doğru da ya esad ordusu ne boklar yedi.. sen bunlardan bi habermisin..muhalifleri katletti tecavüz etti.. el muharebat mit'den farksızdır..''
Baas ordusunun ne yaptığını gayet iyi biliyor ve görüyoruz. Baas ordusu çocuk katillerini tarihin çöplüğüne yolluyor, kadınları köle olarak satan anlayışa karşı savaşıyor, Nusayri olduğu için Hristiyan olduğu için yani sünni olmadığı için bireyi insan yerine koymayan katleden anlayışa karşı savaşıyor, ülkelerini işgal etmek isteyen işgalcilere karşı savaşıyor. Baas Ordusu ve yerel Suriye milisleri sürü değil halk olmanın, kadın olmanın, aydınlanmanın, dini tahakkümden kurtulmanın ve emperyalizme karşı bağımsızlığın savaşını veriyorlar. Varın siz tekfirci, ortaçağdan kalma kafalar nasıl katledildi diye üzülün biz burda bir halkın kahramanca duruşunu görüyor ve boyun eğmemesini selamlıyoruz.
''suriye halkı derken kimleri kasdediyorsun.. suriye vatandaşlarını mı? yoksa kürtleri ermenileri dürzileri ve sunni arapları mı?''
Suriye halkı derken emperyalizme karşı savaşan yobazlara karşı savaşan tüm halkı kastediyorum. Kadınlar, Nusayriler, Sünniler, Hristiyanlar önemli değil. Kim cahiliyiye karşı aydınlanmanın savaşımını, kim dünya imparatorluğuna karşı bir ulusun bağımsızlığını savunuyorsa o halktır.
''pyd faşist esad ile yer yer uzlaşıyor ve uzlaşmak isterim diyorsa öso içinde aynı duruşa sahiptir.. öso ile olan ilişkileri emperyalizm olarak gören gözün esad rejiminin rusya ile ilişkilerini sosyalist mi? görüyor.. rusya hala sosyalist mi? sanıyorsun.. küresel kapitalist hegomanya(emperyaliz m) dışında bir güç olarak mı? görüyorsun.. merak ettim.. de..''
Faşist Esad saçmalığını siz gidin yandaş medyada yada BBC gibi emperyalizmin medya organlarında satın. Esad Suriye halkının bağımsızlık savaşımının önderidir. Burjuvada olsa bir sosyalistin görevi bağımsızlık savaşı verenlere saygı duymaktır. Öso gibi işbirlikçi ve ortaçağdan kalma katil sürüsünü Esad ile aynılamak da emperyalist hegemonyanın liberal zehirlerine maruz kalmaktır.
Rusya ile ilişkilere gelince.. Öncelikle Rusya küresel değil kıtasal bir güçtür. bunu belirtelim. Ayrıca ekonomik olarak emperyalist olacak kadar yani Abd ve batı sermayesi ile rekabet edecek, onların hegemonyasına karşı alternatif üretecek kadar sermaye birikimine, güce sahip değildir. Kaldıki Rus oligarşisinin bir çoğu böyle bir hedef gütmemekte. Çoğu batı sermayesi ile bütünleşmek, batı sermayesi ile işbirliği geliştirmek istemekte. Putin ise farklı bir duruşa sahip bu konuda. Gerek Rusya'nın bir çok kuruluşunu ve genel anlamda ekonomisini emperyalizmin sömürüsüne açmayı istememekte gerekse de daha önce sömürü mekanizmasına dahil edilen bir çok kurumu(Gazprom gibi) tekrar kamulaştırdı. Yani Putin basitçe Rus oligarşisinin yayılmacı hedeflerini temsil etmiyor. Zaten Rus oligarşisinin batı sermayesi ile rekabet edecek kadar böylesine bir birikimi olmadığı gibi yukarıdada değindiğim gibi Rus oligarşisi batı sermayesi ile bütünleşen, iç içe geçen yada geçmek isteyen bir yapıda. Zaten bu yapıları Putin'i bir çok kamucu politika geliştirmeye itti. Kaldıki tüm bunları geçtim ortada şu anda ve uzun süredir net bir dünya gerçekliği var; Abd'nin askeri veya politik baskı mekanizmalarıyla, batı sermayesi bugün daha önce giremediği, ulaşamadığı bir çok bölgeye ulaşmak istiyor. Bu hedefinden dolayı çeşitli ülkelere saldırılar gerçekleşiyor. Abd'nin şu anda ve uzun yıllardır da hem Ortadoğuda ve son yıllarda artmış olmak üzere Kafkasyada, Orta Asya'da ve Doğu Asya'da işgal de olmak üzere çevrelemek, kuşatmak gibi yayılmacı bir politika geliştirdiğini görmüyor musunuz? Peki siz Rusya'nın küresel çapta böylesine saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediğini görüyor musunuz?
Emperyalist saldırılara karşı bahsettiğim bölgelerde bir çok ülke, halk direniyor, teslim olmuyor. Rusya'da direnen, teslim olmayan ülkelerden biri ve diğer teslim olmayan halklarla, ülkelerle dayanışma içinde. Emperyalistler tüm bu direnişlere çamur atmak için çeşitli saçmalıklar ortaya atıyor, antiemperyalizmi çoktan unutmuş bazı''solcular'' da kendi tutumlarını aklamak için bu saçmalıkları önümüze sürüyor.
''mesela.. örneğin.. saddam ordusundan aldığı silahları pkk'ye mi? verdi.. barzani buyrun sınırda konuşlanıp t.c.'ye saldırabilirsiniz mi? dedi.. ve bunları yaparken barzani yollarına gül mü? döktü... yoksa engel mi? oldu.. abd t.c.'ye bir dizi araç gerek mi? verdi.. iha skorsky vs.''
Silah konusunda merkezi Irak devletinin ve ordusunun dağılmasından sonra herkes bir şeyler elde etti, herkesin eline bir şeyler geçti. Yani birilerinin gelip özel olarak buyrun alın demesine gerek yok boşluk olunca herkes nemalanır bundan, nemalandı da. Bunun haricinde şunu diyorum; Abd'nin gerek birinci gerek ikinci ırak savaşı pkk'ye ve daha genelinde Kürtlere alan açtı, bu nesnel bir gerçek. Bölgede daha güçlü konum elde ettiler. Birinci ve daha sonra ikinci savaş sonucu olarak oluşan boşluk sonrası açılan alanda Abd asıl olarak elbette ki kendi müttefiklerini(mesela Barzani) güçlü konuma getirmeye çalışır ama oluşan boşluk sonrası başka güçler de etkin konuma gelebiliyor ve Abd'de bunlarla çeşitli ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Yani somut duruma baktığımızda siz her ne kadar Abd açılan alanda Pkk'yi değil Barzani'yi destekledi deseniz de(doğru da) boşluğun oluşması objektif olarak Pkk'ye de yaradı. Ben burada objektif durum tespiti yapıyorum yargılamıyorum. Benim için daha sonra gelişecek süreç asıl olarak önemli.
Tc'ye silah sattı konusuna gelirsek; zaten Tc'ye hep silah verir, Tc bir Nato üyesi. Ama Abd'nin Pkk konusundaki tutumu size her türlü desteği veriyoruz mutlaka yok edin midir yoksa uzlaşın, anlaşın mıdır?
''dostum.. hoş gör ama bilmiyorsan elinin altında internet var biraz çabala öğrenirsin.. t.c. ile iran anlaştı ve iran saldırıya başladı bu taraftanda t.c. gelecekti ama iran ilk saldırı dalgasında tokatı yedi çakıldı kaldı.. t.c. de bu taraftan saldıramadı.. araştır bulursun.. yani iranda pkk örgütlü.. ve dahi güçlü..''
Ben Pkk İran'da yok falan demedim ki. Ben emperyalizmin bölgeye müdahelesinin Pkk'ye objektif olarak alan açtığını, daha güçlü konumlanmasına yol açtığını söyledin. Örnek olarak Irak'da gelişen süreç ve Suriye'yi verdim. Elbet İran'da da örgütlüdür Pkk ama madem güçlü ilan etsin özerkliği, kursun kantonları? Yapabilir mi? Peki yarın emperyalizm İran'a müdahale etse yapma ihtimali ne kadar çok artar değil mi? Anlatmaya çalıştığım bu. Siz başka yere çeviriyorsunuz konuyu.
''aynı soruyu tekrarlayayım.. emperyalizm işbirlikçileri kimler ve ilişki dediğin şeyler nedir? ikincisi., bölgede emperyalizm ile ilişkili olmayan güçler kimler ve pkk bunlarla ilişkili değil mi?.. lütfen yanıtlarmısın..''
Emperyalizm işbirlikçileri kimler? Öso, TC, Barzani, Irak'da çeşitli sünni gruplar, Suudiler, Katar vs. Bölgede bu işbirlikçi koalisyonun karşısında ise Baas, İran, Irak'da çeşitli Şii gruplar ve Hizbullah duruyor. Bunlarla ilişkiye gelince.. Bugün gelinen aşamada Öso ile de Peşmerge ile de ve emperyalizmin bölgesel işbirlikçileriyle de ilişkiler geliştirilmiş durumda. Baas'a karşı ise bazen daha olumlu yaklaşımlar var bazen de Emperyalist çevrelere şirin gözükmek için onların servis ettiği haberler ve onların argümanları üzerinden çeşitli yaklaşımlar geliştiriliyor. Ancak hala Baas ile bağlar kopmuş değil böyle bir niyetin olmadığı da söyleniyor. Ama Pyd'yi Öso'da resmedilen işbirlikçi koalisyonun içine yada onlarla işbirliğine emperyalist güçler dahil etmek istiyor. Ben Pyd buraya dahil oldu yani emperyalizmin işbirlikçisi oldu demiyorum ama böyle bir ihtimal var ve hareketin içinde bu yönde eğilim gösterenler var. Son gelinen süreç devamında böyle bir pozisyona evrilmeye yol açabilir ama bu durum gerçekleşmeyebilir de. Dolayısıyla ben mevcut şartlarda aceleci bir tahlil yapmıyorum. Bunu yapanlar Kürt Hareketini zaten başından itibaren işbirlikçi olarak kodlamış ulusalcı kafalar. Bu süreç olmasada onlar yine aynı şeyleri diyorlardı ve diyeceklerdi.
''aynen doğru da ya esad ordusu ne boklar yedi.. sen bunlardan bi habermisin..muhalifleri katletti tecavüz etti.. el muharebat mit'den farksızdır..''
Baas ordusunun ne yaptığını gayet iyi biliyor ve görüyoruz. Baas ordusu çocuk katillerini tarihin çöplüğüne yolluyor, kadınları köle olarak satan anlayışa karşı savaşıyor, Nusayri olduğu için Hristiyan olduğu için yani sünni olmadığı için bireyi insan yerine koymayan katleden anlayışa karşı savaşıyor, ülkelerini işgal etmek isteyen işgalcilere karşı savaşıyor. Baas Ordusu ve yerel Suriye milisleri sürü değil halk olmanın, kadın olmanın, aydınlanmanın, dini tahakkümden kurtulmanın ve emperyalizme karşı bağımsızlığın savaşını veriyorlar. Varın siz tekfirci, ortaçağdan kalma kafalar nasıl katledildi diye üzülün biz burda bir halkın kahramanca duruşunu görüyor ve boyun eğmemesini selamlıyoruz.
''suriye halkı derken kimleri kasdediyorsun.. suriye vatandaşlarını mı? yoksa kürtleri ermenileri dürzileri ve sunni arapları mı?''
Suriye halkı derken emperyalizme karşı savaşan yobazlara karşı savaşan tüm halkı kastediyorum. Kadınlar, Nusayriler, Sünniler, Hristiyanlar önemli değil. Kim cahiliyiye karşı aydınlanmanın savaşımını, kim dünya imparatorluğuna karşı bir ulusun bağımsızlığını savunuyorsa o halktır.
''pyd faşist esad ile yer yer uzlaşıyor ve uzlaşmak isterim diyorsa öso içinde aynı duruşa sahiptir.. öso ile olan ilişkileri emperyalizm olarak gören gözün esad rejiminin rusya ile ilişkilerini sosyalist mi? görüyor.. rusya hala sosyalist mi? sanıyorsun.. küresel kapitalist hegomanya(emperyaliz m) dışında bir güç olarak mı? görüyorsun.. merak ettim.. de..''
Faşist Esad saçmalığını siz gidin yandaş medyada yada BBC gibi emperyalizmin medya organlarında satın. Esad Suriye halkının bağımsızlık savaşımının önderidir. Burjuvada olsa bir sosyalistin görevi bağımsızlık savaşı verenlere saygı duymaktır. Öso gibi işbirlikçi ve ortaçağdan kalma katil sürüsünü Esad ile aynılamak da emperyalist hegemonyanın liberal zehirlerine maruz kalmaktır.
Rusya ile ilişkilere gelince.. Öncelikle Rusya küresel değil kıtasal bir güçtür. bunu belirtelim. Ayrıca ekonomik olarak emperyalist olacak kadar yani Abd ve batı sermayesi ile rekabet edecek, onların hegemonyasına karşı alternatif üretecek kadar sermaye birikimine, güce sahip değildir. Kaldıki Rus oligarşisinin bir çoğu böyle bir hedef gütmemekte. Çoğu batı sermayesi ile bütünleşmek, batı sermayesi ile işbirliği geliştirmek istemekte. Putin ise farklı bir duruşa sahip bu konuda. Gerek Rusya'nın bir çok kuruluşunu ve genel anlamda ekonomisini emperyalizmin sömürüsüne açmayı istememekte gerekse de daha önce sömürü mekanizmasına dahil edilen bir çok kurumu(Gazprom gibi) tekrar kamulaştırdı. Yani Putin basitçe Rus oligarşisinin yayılmacı hedeflerini temsil etmiyor. Zaten Rus oligarşisinin batı sermayesi ile rekabet edecek kadar böylesine bir birikimi olmadığı gibi yukarıdada değindiğim gibi Rus oligarşisi batı sermayesi ile bütünleşen, iç içe geçen yada geçmek isteyen bir yapıda. Zaten bu yapıları Putin'i bir çok kamucu politika geliştirmeye itti. Kaldıki tüm bunları geçtim ortada şu anda ve uzun süredir net bir dünya gerçekliği var; Abd'nin askeri veya politik baskı mekanizmalarıyla, batı sermayesi bugün daha önce giremediği, ulaşamadığı bir çok bölgeye ulaşmak istiyor. Bu hedefinden dolayı çeşitli ülkelere saldırılar gerçekleşiyor. Abd'nin şu anda ve uzun yıllardır da hem Ortadoğuda ve son yıllarda artmış olmak üzere Kafkasyada, Orta Asya'da ve Doğu Asya'da işgal de olmak üzere çevrelemek, kuşatmak gibi yayılmacı bir politika geliştirdiğini görmüyor musunuz? Peki siz Rusya'nın küresel çapta böylesine saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediğini görüyor musunuz?
Emperyalist saldırılara karşı bahsettiğim bölgelerde bir çok ülke, halk direniyor, teslim olmuyor. Rusya'da direnen, teslim olmayan ülkelerden biri ve diğer teslim olmayan halklarla, ülkelerle dayanışma içinde. Emperyalistler tüm bu direnişlere çamur atmak için çeşitli saçmalıklar ortaya atıyor, antiemperyalizmi çoktan unutmuş bazı''solcular'' da kendi tutumlarını aklamak için bu saçmalıkları önümüze sürüyor.