yine 19 mayıs yine "sol"un devlet yalakaları

#1
başlığı bilerek ağır bir hakaretle açtım.. çünkü 2015 de bile hala aynı teraneler tektralanıyorsa buna devletin yalakalığını yapmak denir..

karar vereceksin.. bu "tür"lerin sol olup-olmadığına artık karar vereceksin.. 1960-68li yıllarda değiliz.. çok şey görüldü-yaşandı., ve pratik içinde öğrenildi.. ama hala resmi tarihi sol!! versiyon ile pazarlayan varsa bunlara ne? denir..

(İleri Haber) 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gün boyu on binlerce yurttaşın ziyaret ettiği Anıtkabir, 17 yıl sonra ilk kez bir konsere sahne oluyor. Akşam saatlerinde başlayan konseri Anıtkabir’de toplanan yurttaşlar havai fişekler eşliğinde izlemeye devam ediyor.
Anıtkabir Komutanlığı’nın koordinatörlüğünde düzenlenen konser, piyanist Gülsin Onay’ın resitaliyle başladı. Ardından, etkinlik saat 21.00’den itibaren opera sanatçıları Hakan Aysev ve Feryal Türkoğlu ile TSK Armoni Mızıkası eşliğinde Atatürk Gençliği Korosu’nun Atatürk'ün Sevdiği Türküler ve Bando Konseri ile devam ediyor.
Öte yandan, Ankara’da 19 Mayıs vesilesiyle Anıtkabir’i ziyaret eden tek Bakanlar Kurulu üyesi, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç olurken, İstanbul’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından Taksim’de yapılan törene İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılmadığı gözlendi.
gözlediniz!! bunlar yoktu.. siz varmıydınız??

ordu-gençlik-halk elele.. yanında sanatçılar garnitür..
kemalist-komünist-htkp huşu içinde bu haberi yazıyor.. yetmiyor.. kankalarını da haber yapıyor..
Kütahya Valiliği önündeki Atatürk Anıtı’nda İstiklal Marşı okumak isteyen TGB’lilere polis izin vermedi. Yurttaşların İstiklal Marşı’nı okumasını engelleyen polis gençlere copla müdahale etti.

Ulusal Kanal'da yer alan habere göre müdahale sonucunda 4 TGB’li yaralandı, 1 TGB’li gözaltına alındı. TGB üyeleri polisin 19 Mayıs yasağına karşı bugün 18.30’da yasaklanan Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapacak
yetmiyor.. destan "yazıyor"..

resmi tarih yalan yazar anlarım.. ama bunu sol adına yapan olursa ya ahmaktır kendini komünist sanan bir salaktır der geçerim yada sistemin sol kapı yalakasıdır derim..

alıntılayacağım yazıdaki anlatımlar., sıradan bir kahve yada rakı masası muhabbetinde geçmiyor.. kendine komünist diyen bir gazetede geçiyor..

A. Meriç Şenyüz – İleri Haber
19 Mayıs 1919'un Türkiye halklarının emperyalizme karşı verdiği büyük mücadelenin başlangıç tarihi olup olmadığı tartışmalıdır.
sanırsınki.. daha başlarken resmi tarihe eleştiri getirecek.. yüce cumhuriyetimizin yüce atası., türk halkının ve vatanının makus kaderini değiştirmek için., 1919 da samsuna çıkartma yapıp "bağımsızlık savaşı"nı başlatmasını tartışmaya açıyor..
Bu tarihi Aralık 1918'de Hatay Dörtyol'da Fransızlara atılan kurşunla başlatanlar da vardır. Hasan Tahsin'in 16 Mayıs 1919'da İzmir'de Yunan işgaline karşı attığı kurşunu 'ilk kurşun' sayanlar da... Hatta daha tarihsel bir bakış açısıyla İtilaf Devletleri Donanması'na karşı Çanakkale'de gösterilen direnişi, Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihi olarak benimseyenler de bulunmaktadır.
ama bu kazın ayakları!! farklı.. resmi tarih iddialarından birini yemezseniz sofrada diğerleri de var., buyrun seçin diyor..
ben ekleyeyim.. hatay!!! dörtyol'da ilk kurşun iddiası yalçın küçük abilerinin iddiasıdır.. izmirde "atılan" hasan tahsin ilk kurşun hikayesi kadar doğrudur..

not düşeyim.. küçük yalçın bu ters iddiayı şunun için "atmıştı".. izmir sabatayistleri(kapaniler) vatana sadık değildir.. batıcı ve siyonizm ile ilişkilidir.. o yüzden bu vatan için ilk kurşun atan sabatayistler hatay!!lıdır demek ister.. kendisi de aynı kökenden gelme olan küçük yalçın ve şürekası aslında sabateyizme karşı değildir.. t.c. devşirme-dönme vatanlarına sadık olmayanlarına karşıdır.. bu dingilde yalçın "hoca"sını örnek alıyor..

en komiği osmanlı devletinin devlet tapusunu koruma savaşını kurtuluş savaşı başlangıcı saymasıdır.. yalakalık olur da bu kadar yağlısı zor bulunur.. çanakkale savunmasının tüm yönetimi alman kurmaylarının elindeydi.. demekki kurtuluş savaşını başlatan almanlar olmuş..

yakalık başladı ya hızını alamadı..
Bunların hepsi tarih biliminin kendi disiplini içinde yapacağı tartışmalardır elbet. Ancak şurası tartışma dışıdır. Mazlum halkların emperyalizme karşı mücadele tarihinde müstesna bir yeri bulunan Kurtuluş Savaşı'na Mustafa Kemal adında genç bir subay önderlik etmiş,
bu satırları yazarken., ve çoşkuyu karabaş kuvvai seyyareyi unutma desem.. burada atışlara devam eder.. de.. tarih götü ile güler..

bu yalakanın atası 19 mayıs 1919 da samsun'a çıkartma yaparken., teşkilatı mahsusa tarafından anadoluda direniş örgütleri kurulmuştu..
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti : İzmir, 1 Aralık 1918
Trakya - Paşaeli Heyet-i Osmaniyesi : Edirne, 2 Aralık 1918
İstihlası Vatan Cemiyeti : Manisa, Kasım 1918
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti :Trabzon, 12 Şubat 1919
Kars Milli İslam Şürası : Kars, Kasım 1918 17-18 Ocak 1919'da "Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkate-i Milliyesi" olarak adını değiştirmiştir.
mustafa kemal paşa bunları durdurmak amaçlı padişah tarafından ve ingilizler onayı ile görevlendirilmişti.. ama samsuna geldiğinde ortamı gördü ve yön değiştirdi..

bu gerçekliklerin önemi yok.. devlet yalakası "atmaya" devam ediyor..

mücadelenin kazanılmasında bir birey olarak çok önemli bir rol oynamış
merak ettim.. ne yapmış?? cemiyetleri mi? kurmuş.. kuvvayi seyyareleri mi? kurmuş.. ne? yapmış.. en zından bir kaç tane yazıverseydin..
ve bu mücadelenin sonunda da bu yurdun işgalcilerden kurtulmasıyla yetinmemiş, köhnemiş bir istibdat rejimini tasfiye ederek yeni bir Cumhuriyet'in kuruluşunu başaranların da en önünde yer almıştır. Dolayısıyla 19 Mayıs 1919 Türkiye ezilenlerinin tarihi açısından, Ali Rıza oğlu Mustafa adlı bir faninin İstanbul'dan Samsun'a seyahat etmesi basitliğinde ele alınamaz. yaaaa..

buyalaka "atsın" dursun.. çok önemli değil.. yıllarca bu ulumaları çok dinledik.. ama aşağıdaki sözlerine itiraz etmeyenler bu yalakadan daha aşağılık bir yaratıktır..

Bütün bu tartışmalardan bağımsız olarak 19 Mayıs tarihi Türkiye halkının emperyalizme karşı mücadele kararlılığının ifadesidir ve bu kararlılığının gençliğe emanet edilmesinde de tüm bu tartışmaları aşan bir anlam bulunmaktadır.

Bu emanetin anlamını en iyi kavrayanlar 1968'in sosyalist gençliği olmuş, 19 Mayıslar Deniz Gezmişlerin Samsun - Ankara yürüyüşlerinde gerçek anlamına kavuşmuştur.

Denizler'in bayrağı bugünün devrimci gençlerinin elindedir.


burada her türlü ahlaksızlık çarpıtma ve ri,yakarlık diz boyu..

bunların deniz'i sahiplenmesi ahlaksızca işletilen yüzsüzlüktür.. hem ideolojik hem de pratik olarak bu ahlaksızlıktır..

deniz ne düşündüğ ve ne yaptı bilinir.. o dönemlerde bunlar deniz'ler için ne dedi bunlar da bilinir..
deniz'in bir bayrağı var.. ama o bayrak ne t.c. bayrağı ne kemalist bayrak.. deniz'in bayrağında silahlı mücadele vardı.. deniz'in bayrağında kürt ve türk halklarının özgürlüğü vardı..

deniz dağlara yönelirken.. ebe gümeci toplamak amaçlı yönelmedi.. o bayrak ve devletine isyan amaçlı dağlara yöneldi.. bu sırada siz!ler., maceracı dediniz., faşizmi getirecekler dediniz.. deniz'in bayrağı sosyalizm idi.. kemalizm değil.. çekin elinizi deniz'den.. kirletmeyin..

19 Mayıs'lar başta gençlik olmak üzere Türkiye halkının emperyalizme karşı mücadele kararlılığını bileyeceği günlerdir. Kutlu olsun! Bağımsızlık mücadelesinde yitirdiklerimize selam olsun!
gençliğin devrimci mücadelesinin bayrağı da önderleri de elbette 68'in denizleri., iboları ve çayanlarıdır.. yolları 19 mayıs samsun değil., dağlardır..
yani.. sizin bayrağınız t.c. önderiniz kemaldir.. bizim değil..

doğrudur.. 68 yıllarında gençlik ve bu gençlik önderleri kemalizmi ve bayrağı sahiplendiler.. ama bu doğru olduğu anlamına gelmez.. kaldi ki.. o bayrağa ve temsil ettiği devlete savaş açan da bu önderlerdi.. 68 kuşağının bilinç yetmezliğini böyle kullanmak ve işine geldiği yerden kullanıp., asıl özünü kirletmek sizin gibi devletin yakalarının işleridir.. bizim değil..

sizinle aynı safta duran aynı "sofraya" oturanlar da devletin yalakasıdır..

sözlerim thkp ve dy geleneğini şekilsizleştiren ödp oportünistleri için de geçerlidir.. her yıl 19 mayısı 30 ağustosu ve 10 kasımı kutlayanlar aynı genetik karaktere sahiptir..

perinçek boşuna demiyor.. "utangaç atatürkçüler"...

 
#2
Eski bir yazımı ararken buraya denk geldim değerli Suat arkadaşın eleştirilerini okudum. Kimisine de katılıyorum. Zaten yazıyı arama nedenim yazıyı yeniden belirli bir özeleştiriyle yayımlama arzumdan kaynaklanıyordu. Geçen süre zarfında o yazıdaki bazı düşüncelerim kökten bir şekilde değişti. HTKP vb. TKP ardıllarından birinde siyaset yapmama kararımın nedenlerinden birini de bu oluşturuyor.

Ne var ki, anlayamadığım şey şu; Suat arkadaş neden böyle bir dil kullanmayı tercih ediyor. Bu görüşleri dile getiren "eski"ben ya da mesela bir TİP'li Suat arkadaşın düşmanı mıdır? Bu satırların yazarı, devletin gadrine uğrarken Suat arkadaşla aynı cephede değil midir? Suat arkadaş, en yakınındaki farklı görüşe bile bu kadar tahammülsüzken binlerce farklı ve karmakarışık fikrin dolaştığı emekçi halk yığınlarını nasıl örgütlemeyi düşünmektedir?

Bunlar kafamdaki sorular. Yine de Suat arkadaşa eleştirileri için teşekkür eder, mücadelesinde başarılar dilerim.
 
#3
Merhaba Potemkin,
Suat dost adına cevap veremem ama,
türkiye solundaki ulus zehriyle ilgili olarak sorularına cevap olabilir ya da olamaz.

kendine devrimciyim diyen biri, 19 mayısı kutluyorsa 353 bin insanın soykırımını onaylamaktadır


Selahtin Demirtaşın güzel bir sözü var bu topraklarda petrol yok ama petroldan daha çok kan var bu çoğrafya tarih boyunca kan akıtılmış bir yerdir. der
 
Son düzenleme:
#4
Tamam cevabımı aldım :) Türkiye halkının yüzde 99'unu soykırım onaylayıcısı olarak gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Devrim yapmak isteyenlerin böyle lüksleri yok. Anlıyorum ki sizin de öyle bir derdiniz yok. Derdiniz her neyse kolay gelsin, diyeyim, ne diyebilirim ki...

Not: Türkiye solunun 19 Mayıs kutlamaması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktaya gelmiş olduğumu da belirtmeye çalışmıştım. Ama çok tanıdık bir "sol" (özünde faşist) söylemle karşılaştım. Bir kez bir yanlış düşünceyi savunmuş olmak seni ömür boyu "soykırım sevici" (kaldı ki 19 Mayıs kutlayan Türkiye halkının tamamının da böyle olduğunu düşünmüyorum) yapar. İnsan kazanmak, sola sempati kazanmak değil sadece ve sadece düşman kazanmak üzerine kurulu mastürbatif yaşantınızda başarılar...
 
#5
Soykırımı: siyasal, ulusal, ırksal ya da dinsel bir nedenle, azınlık durumundaki bir insan topluluğunu soyca yok etmeyi amaçlayan toplu öldürme eylemi.

bu açıklama, sana sağlıklı ve olağan geliyorsa ya psikolojik sorunların var? ya da yanlış forumdasın
nasyonal sol, faşist forumlar var oralarda her türlü kendinden olmayanı (hristiyan yahudi kürt) çeşit çeşit işkencelerle imha etme aktarılıyor talat, enver, topal osman yakın tarih esat oktay lara rahmet okunuyor.
anektod kutladığın 19 mayıs pontos soykıtım faillerinden topal osman mustafa suphiyi katletmiş karısını kendine köle yapmıştır.

Türkiye halkının yüzde 99'unu soykırım onaylayıcısı olarak gören bir anlayışla karşı karşıyayız ? yazdığından çıkarabildiğim sonuca göre cevaplayim

Türkiye devleti ve sorgulamayan halkı soykırımları onaylamıyor. devletin resmi tezi sözde soykırım dış güçlerin vatanlarını bölmek için oyunları bu oyunlara alet olan rum ve ermeni hainler diyor. halk büyük kısmıda bu tezi kabul ediyor sorguz sualsiz biat ederek.

Soykırım türkiye halklarının suçu değil osmanlı kendi içinde çok uluslu devşirme bir imparatorluktur bizansla akraba sırp hırvat bulgar yunan ermeni rum suryani kürtler oluşturduğu devşirme ordular oluşan imp. buna örnek hamidiye alaylarıdır içinde sırp yahudi kürd her türlü devşirme dönme vardır.. "bunu örnek alan hitlerde işgal ettiği ülkelerde devşirme ss birlikleri oluşturmuştur".... osmanlının devamı tc nin işlediği suçlardır kimse bu soykırım ve katliamları türkler yaptı demiyor ama işlenen suçları inkar ediyor veya sessiz kalıyorsa buda suça ortak olmaktır en azından inkar eden savunma yapıyor. sessiz kalmak ve devrimci zihniyetin bu soykırımlar vatan için gerekli savunması garabet ötesidir.
6 7 eylül olmasa ulus devlet olamazdık diyen zihniyetle aynıdır. bir avuç istanbul rumunu yok ederek ulus olan devlet?

Devrim yapmak isteyenlerin böyle lüksleri yok. yazdığın yazı çelişki içinde tutulur tarafı yok. "devrim lüks değil zorunluluktur devrimi lüks için değil ezilen inkar edilen halklar ve sınıfların özgürlüğü için yapılır." devrim elit toplum için değil, adil paylaşan eşit toplum içindir. devrim olacak diye 19 mayıs kutlanıyorsa devrim baştan zaaflıdır ordan devrim değil karşı devrim çıkar

türkiye soluna 1970lerde karaoğlan ecevitin ortanın solu sloganıyla çomağı soktular.

Türkiye ve ortadoğuda islamı ve kuranı biat kabul eden toplumlarda (sorgulama araştırma aksini söylemek kuran tarafınada yasaktır) mutlak biat emreder devrim yapamazsın yaptırmazlar. en basit yalanları komünistler gelirse karılarınıza kızlarına el koyacak propagandasıdır bir tane kuş beyinli çıkıpda komünist benim karı ne yapacak diye sorgulamamıştır?!
1949 sonrası soğuk savaşla abd ve nato yeşil hat oluşturdu komünizmle mücadelede türkiyede iki kol oluşturuldu siyasal islam ve ülkücü hareket
6. filoyu kıble alıp namaz bile kıldılar defol abd diyen ve devrim hayelleri olanlara karşı. mhp, siyasal islam ve devletin özel harp dairesi 12 mart ve 12 eylül ile devrim yapmak isteyenlerin üstünden silindir gibi geçti. bugün siyasal islam ve küçül ortağı milliyetciler iktidar %42 48 arası oy oranıyla

19 mayıs kutlamak istiyorsan kutla kimse sana engel olmaz buda bir özgürlüktür. kendisini sosyalist komünist anarşist olarak adlandırıp kutluyorsa, suat arkadaşın yazdıklarının tarifidir "devlet soludur"
 
#7
Ne var ki, anlayamadığım şey şu; Suat arkadaş neden böyle bir dil kullanmayı tercih ediyor. Bu görüşleri dile getiren "eski"ben ya da mesela bir TİP'li Suat arkadaşın düşmanı mıdır? Bu satırların yazarı, devletin gadrine uğrarken Suat arkadaşla aynı cephede değil midir? Suat arkadaş, en yakınındaki farklı görüşe bile bu kadar tahammülsüzken binlerce farklı ve karmakarışık fikrin dolaştığı emekçi halk yığınlarını nasıl örgütlemeyi düşünmektedir?

Bunlar kafamdaki sorular. Yine de Suat arkadaşa eleştirileri için teşekkür eder, mücadelesinde başarılar dilerim.
potemkin 1905 arkadaş.. öncelikle geç yanıtladığım için özür dilerim.. koşullardan dolayı internete sık giremiyorum.. geleyim eleştirilerine .. aslında sorularına demem gerekiyor..

1- dilime eleştirilere itirazım olmaz.. doğru-haklı olmam ayrıdır., dil eleştirisi ayrıdır.. üslup noktasındaki eleştirilerin başım üstüne.. savunma yapmayacağım bu üslubu beğenmeyen her zaman haklıdır..
2- kişiler düşmanım olamaz.. kişi olarak bir mhp li bile düşmanım değil., değiştirip-dönüştürmem gereken biridir.. aynı şekilde.; ideolojiler de düşmanım değildir.. saldıran., hükmetmeye çalışan., zulmeden., düşmanımdır..

3- tahammülsüz olduğum noktasını tartışalım.. örneğin.; biri bir düşünce öne sürdü ve ben beğenmedim.. tahammülsüzmüyüm? yazılarıma bakarsın.. ama bu başka.. bilerek demagojik., yalan., kodlamalar yapıldığında bunun adı vardır.. kontralık.. benim dil olarak ve hatta gerektiğinde el olarak sert olduklarım bunlardır ve çizgisel olarak bunlara ideolojik yapı da demem.. bir kemaliste karşı sabırlıyımdır.. öyle kodlanmış., kafası o kadar basıyordur.. ama işin içine ahlak girdiğinde dil değişir.. bu bahsettiklerim de ahlaksızdır..

toparlarsam.:
ideolojik farklılıklar olacak., farklı duruş-görüşler olacak.. akıl var bilgi var çabalayacak değiştireceksin.. hatta en başta kendini eleştirerek bunu yapacaksın.. sistem çizgileri farklıdır.. bunlar ahlak-ilke etik değerler dışında yol alırlar.. bunlara karşı çok açık-net ve kakarlı olacaksın.. türkiye solu içindeki bu devlet solcularına karşı sürekli oportünist yaklaşılır.. yıllarca perinçek tayfasına karşı böyle davranıldı..

bir şeye karşı olursun.. ama doğru bulduğun yerlerde sahiplenirsin.. denize sahip çıkanlar! neresine sahip çıkıyor.. isyancılığına değil., kemalist yanına sahip çıkıyor.. hadi bunu chp yapar işi bu.. ya kendine sol diyenlere ne oluyor., aynı yerden yapışıyor..

örneğin.; anarşizm karşı devrimci çizgi., küçük burjuva çizgi., vs. vs. iyi de paris komünü-1 mayıs-kadın mücadelesi günü-potemkin zırhlısı isyanı kronşdat asker sovyeti ve sovyatler fikri kimin? anarşistlerin.. isyan edenler onlar., asılanlar onlar ama isyancıları-asılanları değil., günü kaparsan ben bunun adını koyarım.. yine sen bir mahlas almışsın.. potemkin 1905.. nedir? bu.. ben bakınca bu anarşist derim.. çünkü.. potemkin zırhlısında örgütlü olan anarşistler.. 1905 ayaklanması onların işi.. sovyet resmi ideoloji yönetmenlerinden ayzenştayn filmini çekmiş ama anarşistleri es geçinde herkes bu işler bolşeviklerin sanmış.. o tarihte bolşeviklerin yer aldığı rsdip burjuva devrimi peşindeydi..
şimdi ben sorayım.. bu mahlası alırken duyguların ve bilgilerin neydi !?

anlayacağın derdim bu.. resmi emin oktay tarihi yetmiyor., bir de soldan resmi tarih yazımları çıkıyor.. bıktım yahu..

şimdide benim anlam vermek için kendimi beklemeye aldığım sözlerine geleyim..
1- Türkiye halkının yüzde 99'unu soykırım onaylayıcısı olarak gören bir anlayışla karşı karşıyayız.
ben diyeyim.. nerden çıkardın bu sonucu... kimse yüzde vermedi ama sağından soluna çoğunluk sence farklı mı? bana %99 olmasa da % 20 den fazla onaylamayan var de ve ispatla.. bu durum ne yazık ki hala acı bir gerçeklik..
2- Devrim yapmak isteyenlerin böyle lüksleri yok. ...
anlamaya çalışıyorum!!!!.. devrim yapmak ile soykırım yapmanın ilişkisi ne?.. devrim yapacaksan soykırım da olabilir mi? diyorsun.. yoksa devrim yapmak için halkı örgütlemek lazım bunun içinde "duruma uymak lazım" mı? diyorsun..
3- Anlıyorum ki sizin de öyle bir derdiniz yok. Derdiniz her neyse kolay gelsin, diyeyim, ne diyebilirim ki
evet yok!!.. devrim derdimiz yok!!.. gerçekler derdimiz var.. gerçekler dışında bir devrimin ne hallere döndüğü malum.. sağol kolay gelmiyor.. kodlanmış beyni., çürümüş ahlak ve zihniyeti düzeltmek atomu parçalamaktan da zor..

İnsan kazanmak, sola sempati kazanmak değil sadece ve sadece düşman kazanmak üzerine kurulu mastürbatif yaşantınızda başarılar...
sanırım bunun yanıtını vermeden sen anlarsın artık.. diline de teşekkürler beni rahatlattın.. mastürbatif yaşantınızda


Hüseyin Karakuş'tan bir alıntıyla bu muhabbetten çıkmak durumundayım; "Cahille sohbeti kestim".
Hayırlı forumlar.
.. bir şeyler öğrenmeye ve öğretmeye gelmediysen güle güle ..
 
Üst